Gazeteport

“Ben Değil Tayyip Erdoğan Dönemi Yargılanmalı”

Gazeteci Mustafa Hoş Erdoğan’ın biyografisini yazdığı Bigboss kitabı için bir kez daha Çağlayan Adliyesi’ndeydi. Erdoğan’ın Pınarhisar Cezaevi’nde korumalığını yapan Hasan Yeşildağ’ın şikayeti üzerine açılan davay  hakim yine mazeret göstererek katılmadı. Mustafa Hoş yazılı verdiği savunmada “Davacı Hasan Yeşildağ geçmişi suçla dolu birisi. Burada ben değil onun geçmişi yargılanmalı. Bigboss Tayyip Erdoğan’ın biyografisidir. Eğer bu biyografi suç ise burada sanık olarak ben değil biyografinin sahibi Tayyip Erdoğan yargılanmalıdır” dedi.

Mustafa Hoş’un savunmasındaki bazı bölümler şöyle;
ERDOĞAN’LA YAKIN OLMAK SİCİLİ TEMİZLEYEMEZ

-Ben gazeteciyim. Zamanın ruhu ya da parayla, siyasi erkle sağlanan gücün savunucusu değil gerçeklerin savunucusuyum. Gerçeği söyleme hakkını da evrensel basın ilkeleri, basın kanunu ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi emsal kararlarından alıyorum.. Ben Hasan Yeşildağ’ın geçmişini gazete haberlerinden ve davalarından yazdım. Kendisi iş hayatı ve yaşantısının miladını Tayyip Erdoğan için cezaevine girdiği günden itibaren başlatıyor. Yani 1998 yılından. Ben ise 70’li yıllardan bugüne anlatıyorum. Hasan Yeşildağ Tayyip Erdoğan’la olan yakınlaşmasıyla sağladığı para ve güç ile geçmişini temize çekebileceğini sanıyor. Oysa bu onun geçmişi onlarca dava ve suç isnatları. Gazetecinin bir görevi de ele aldığı kişinin sadece bugününü değil geçmişini de incelemek ve araştırmaktır. Benim eklediğim hiçbir iddia yoktur. Hasan Yeşildağ beni “basın yoluyla hakaret ve iftira” ile suçluyor..TCK’nın 125/1.2.4 ve TCK’nın 53.maddelerine cezalandırılmamı istiyor. Oysa benim yaptığım eski gazete haberleri ve dava dosyalarını bir araya getirmek. Ve Davacının geçmişini anlatmaktır.
HASAN YEŞİLDAĞ’IN GEÇMİŞİ SUÇLARLA DOLU

-Mahkeme davalının geçmişini aynı şekilde incelemelidir. Şu anda saygın bir işadamı olduğunu söyleyen davalı bu serveti nasıl edinmiştir? Tayyip Erdoğan’la tanışmadan önceki serveti nedir? Ve bunu nasıl sağlamıştır. İsviçre’de kaçak olarak yaşarken bu serveti hangi yollarla kazanmıştır. Tayyip Erdoğan’a suikast iddiasını İsviçre’de MİT mensuplarından duyacak kadar yakınlığı nasıl kurmuştur? İsviçre’de uyuşturucu ticaretine bulaşmış mıdır? Uyuşturudan cezaevinde yatmışmdır? Mehemet Ali Ağca ile NE gibi İlişkisi vardır. Ve bu ilkişkiye dair yazdıklarım neden şikayet gerekçesi yapılmamıştır?
-Davacı Hasan Yeşildağ, Tayyip Erdoğan için hapse girerken danışıklı olarak karşılıksız çek kesmekten hapse girmiştir. Yani suç işlemiştir. Bunu yazmak davalıya hakaret etmek midir? Bu suçu bir kahramanlık hikayesi olarak gösteren davacı diğer yargılandığı suçları neden hakaret olarak görmektedir? Türkiye yasalarına göre suç kişilerin imtiyazına göre mi belirleniyor.

 

ABDİ İPEKÇİ CİNAYETİ SUÇLUSU OLDUĞU NEDEN YOK?

Savcının iddianamede suç delili olarak gösterdiği bölümlerin hepsi alıntıdır. Beraat ettiği , takipsizlik kararı olan davaları da yazdım. Gerek davacı avukatının şikayet dilekçesinde, gerekse savcının iddianamesinde Hasan Yeşildağ’ın kitapta bulunan Abdi İpekçi suikastında yer aldığı dava ile ilgili bölüm yer almıyor.

 

AĞCA İLE ARKADAŞLIĞI DA İDDİANAMEDE YOK

İddianamede Mehmet Ali Ağca kısmı çıkarılmıştır. Bana yöneltilen suçların hiçbir maddi temeli yoktur. Savcı iddianamesi de tamamen davalının şikayet dilekçesi baz alınarak hazırlanmıştır. Big Boss Tayyip Erdoğan’ın gerçek yaşam öyküsüdür. Bu kitapta yer alan her şey davacı Hasan Yeşildağ dahil kendi geçmişidir. Davayı da aslında kendi geçmişine açmıştır. Benim yaptığım bu geçmişi hatırlatmaktır. O yüzden burada yargılanan sadece gerçeklerdir. Ben Gerçekleri yazdım. Şimdi Siz burada Gerçeği yargılıyorsunuz. Oysa yargılanması gereken gerçekler değil gerçeği silmeye/unutturmaya çalışan davacıdır. Bigboss Tayyip Erdoğan’ın biyografisidir. Eğer bu biyografi suç ise burada sanık olarak ben değil biyografinin sahibi Tayyip Erdoğan yargılanmalıdır.

Exit mobile version