Tayyip Erdoğan’ın “400 vekil verin. Bu iş huzur içinde çözülsün” demesinden sonra 7 Haziran seçimleri yapıldı. Ondan sonra ise PKK ile yürütülen çözüm sürecinde ipler koptu. 7 Haziran’dan bugüne 145 şehit ve 234 sivil hayatını kaybetti. 1 Kasım seçimleri kan/gözyaşı gölgesinde geçti.
400 değil ama 317 vekil gelince söylemler yeniden değişmeye başladı. AKP seçimden tek parti olarak çıkınca yeniden çözüm süreci açıklamaları peş peşe geliyor..
“O ŞEHİTLERİMİZDEN ALLAH RAZI OLSUN”
1Kasım gecesi AKP İzmir İl Başkanı Bülent Delican, zafer sarhoşluğu içinde konuşuyordu. O konuşuyordu şehir yakınlarının canı bir kez daha yaniyordu “Bugün büyük bir zafer yaşadık hepinize helal olsun… Artık ülkemize şehit gelmeyecek, o şehitlerimizden Allah razı olsun, o şehitlerimiz bize büyük bir emanet bıraktı”
“İnsanlar 400 vekil verilmediği için ölüyor” eleştirlerini haklı çıkan bu açıklamadan sonra AKP Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik bu kez kameraların karşına çıktı. Seçimden sonraki ilk Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısından sonra Ömer Çelik’in gündeminde de çözüm süreci vardı.
“SÜREÇ BUZDOLABINDAN ÇIKABİLİR”
“Terör örgütünün silahlı unsurları ülke toprakları dışına çıkmak için daha önce ilan ettikleri takvime uymadılar. Siyasi olarak bunu söyleyenlerin kesinlikle terör faaliyetlerine karşı olduklarını ilan etmeleri gerekir. Yapacakları tek şey bu silahları gömmektir. Kamu düzeni konusunda tam hâkimiyet sağlandıktan sonra o buzdolabı meselesi yeniden gündeme alınır. Buzdolabından çıkarılabilir; ama terörle mücadelenin herhangi bir aşamasında kamu düzeni tam sağlanmadan karşı taraftan gelen ‘Çözüm sürecini yeniden devreye sokalım’ türü çağrıların hiçbirini ciddiye almıyoruz”
Ve Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan:
“ÖCALAN’I DİRİ DİRİ GÖMDÜLER”
“Ama çözüm süreci bağlamında o noktaya gelebilmemiz için bu şartların olgunlaşması gerekir. Öcalan’ı da diri diri oraya gördüler. Bunlar Erdoğan karşıtlığı yapıyor gibi görünüp Öcalan’ı batırmaya çalıştılar”
Yalçın Akdoğan seçim döneminde hiç bir AKP’linin söylemediği şeyleri kazandıkları günün ertesinde söylüyordu..
“Bizim şu anda konsantrasyonumuz PKK’nın hamlelerini boşa çıkartmak. Özerklik ilanı çöktü, kurtarılmış bölgeler çöktü, vur-kal eylemleri çöktü. Şimdi eş zamanlı olarak bizim reformlarımız, yatırımlarımız da devam ediyor. Ama onun ötesinde belli şartların oluşması lazım. PKK’nın Türkiye’yi terk etmesi, tam anlamıyla eylemsizlik… ondan sonra diğer meseleler konuşulabilir…
Devletle görüşülüyor, seçimden sonra başlayacak dediler. Biz kendi yolumuzda yürüyoruz. Devletin ilgili kurumlarının İmralı ile görüşmesi vesaire daha önceki hükümetler döneminde de olmuş şeylerdir.