Gazeteport

Vuran Değil Vurulan Suçlu Bulundu

Aksaray 1. Ağır Ceza Mahkemesi, Gezi eylemleri sırasında Ethem Sarısülük’ü vurarak öldüren Ahmet Şahbaz’a verdiği 10 bin 100 TL adli para cezasının gerekçesini skandal  açıkladı. Erhem Sarısülük’ün suçlandığı gerekçede, sanık polisin saldırıdan kurtulma amacıyla havaya ateş ettiği, eyleminin meşru müdafaa sınırları içerisindeyken atılan taşlar nedeniyle sınırın aşıldığı ve namlunun pozisyonunun değiştiği savunuldu.

Aksaray 1. Ağır Ceza Mahkemesi; 19 Aralık 2016 tarihinde verdiği kararda, Ahmet Şahbaz’ı “meşru müdafaa sınırlarının kast olmaksızın aşılması suretiyle ölüme neden olmak” suçundan 1 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırmı, Bu cezayı 10 bin 100 TL adli para cezasına çevirmişti. Mahkeme, gerekçeli kararını dün açıkladı.

“Suçlu Ethem Sarısükülük…Polis kendisini savundu”

Eylemin kasten adam öldürme olmadığını savunan mahkeme, Şahbaz’ın niyetinin bu olması halinde Ethem’i değil daha öndeki “kel göstericiyi” hedef almasının gerektiğini iddia etti. Polislerin yoğun şekilde taşlı saldırıya uğradığında, özellikle iki alanda linç girişimi bulunduğu ahvalde ve Polis Vazife ve Salahiyet Yasası’nın 16. madde anlamında silah kullanma yetkileri bulunmasına rağmen silaha sarılmadıkları belirtilen kararda, Ahmet Şahbaz’ın Ethem Sarısülük’ü vurduğu zaman diliminde neler yaşandığı anlatıldı. Kararda, sanığın göstericilere yaklaşmasından silahını 3. kez ateşlemesine kadar geçen süre içerisinde 10 adetten fazla taş atıldığı savunuldu. Mahkeme eylemin meşru müdafaa olduğunu ileri sürdü.

Mahkeme, bu kanaate varırken Sarısülük’ün dahi taşlı saldırıya iştirak etmesi, ölenin somut olaydan bir süre önce yerden taş topladığı ve attığı taş sayısı, basit bir gösteri yürüyüşü olmayan Gezi olayları bağlamının birlikte değerlendirildiğini kaydetti. Gezi eylemlerine ilişkin içerisinde Sarısülük’ün farklı tarihlerdeki görüntülerini de içeren kayıtlar sanık lehine “delil” olarak gösterildi.

“Barışçıl bir gösteri değildi.Hükümeti devirmeye çalıştılar”

Suç tarihinde meydana gelen olayın basit, barışçıl, sıradan bir protesto gösterisi olmadığı ileri sürülen gerekçede, şu kanıya varıldı:

“…basit bir gösteri yürüyüşü olduğuna ilişkin beyanların gerçeği yansıtmadığı, normal gösterilerden farklı olarak gösterici sayısının polis sayısından çok fazla olduğu, gösteri boyutunu aştığı, yakma, yıkma, zarar verme, linç etme, şiddet içeren, hükümet karşıtı ve hükümeti devirmeyi amaçlayan, marjinal ve radikal gruplar tarafından amacından saptırılarak farklı bir mecraya çekilen çok büyük bir olay olduğu anlaşılmaktadır.”

 

 

 

Exit mobile version