Gazeteport

Karanlığın Elli Tonu

E.L.James’in aynı adlı çok satan roman serisinden uyarlanan Karanlığın Elli Tonu vizyondaki yerini aldı. Yönetmen koltuğunda James Foley’in oturduğu filmin senaryosu Niall Leonard’a ait. 2015 yılında serinin açılışını yapan Grinin Elli Tonu (Fifty Shades Of Grey) 571 milyon dolarlık gişe yaparak rekor kırmıştı. Erotik, dram türündeki filmin oyuncu kadrosunda bu kez 1997 yılı En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Oscar’ı bulunan Kim Basinger da bulunuyor. Bütçesi 20 milyon dolar olan film ülkemizde 18 yaş sınırıyla gösterimde.

Fifty Shades Darker

Genç milyarder Christian Grey (Jamie Dornan) ile aşk yaşayan Anastasia Steele (Dakota Jonshon)’ın aralarındaki aşk artık bitme noktasına gelir. Fakat Christian, ilişkilerini kurtarmak için gizemli özel hayatından ödün vermeye razı olur ve Anastasia’yı elde edebilmek için gereken her şeyi yapmaya hazırdır. Ancak onu geçmişinde bıraktığı kadınlar rahat vermeyecektir.

Yıldızların Favori Kitabı

Karanlığın Elli Tonu’nda işlenen sado-mazoşist aşk hikâyesi sanki ilk defa E.L. James tarafından işleniyor gibi dünyada büyük bir talep ve ilgi gördü. Dünyaca ünlü Slene Gomez ve Kristen Stewart gibi yıldızlar kitaplarını okurken görüntülendi. Oysa ki yazar geçmişte edebiyat eserlerinde işlenen bu temayı çok seyrelterek okuyucu/izleyiciye sunmuş. Eserde Christian Grey, sadizmin işlevini üstlenir. Sigmund Freud’un Haz İlkesinin Ötesinde adlı eserinde bahsettiği yaşam dürtüleriyle ölüm dürtüleri Eros ile Thanatos’un ayrımında bulunmasını içinde barındıran bir karakterdir.

Karanlığın Prensi Markiz Sade

Christian Grey karakterinin sevgilisi Anastasia Steele itiraf ettiği; “Ben Sadistim” cümlesi 18. Yüzyılın sonlarında Fransa’da yaşamış Marquis De Sade’ın isminden türemiştir. Dostoyevski’nin başucu yazarı olarak anılan Sade, çok zengin aristokrat bir aileden gelen yazar ve filozoftur. Eserlerini Tanrı (inanç), ahlak ve cinsellik temaları/üçgeni içerisinde işler. 1791 yılında yazdığı Justine adlı eserinde mazoşizmin temellerini atan Sade, 1799 yılında aynı eserin bir başka kolu olan Juliette ile sadizmin temellerini atar. O dönem eserleri anlaşılmayan Sade, ömrünün 32 yılını farklı hapishanelerde ve akıl hastanelerinde hapsedilerek geçirir; 11 yıl Paris’te (10 yılı Bastille’de), 1 ay Conciergerie’de, 2yıl kalede, 1yıl Madelonnettes’de, 3 yıl Bicêtre’de, 1yıl Sainte-Pélagie’de ve 13 yıl Charenton akıl hastanesinde. 20. yüzyılda Sade, çeşitli akademisyenler ve yazarlar tarafından ciddiye alınmaya başlar ve eserleri klasik edebiyattaki yerini alır. André Gide, René Char, Georges Bernanos, Jean Genet ve Roland Barthes, Umberto Eco ve Sigmund Freud yapıtları üzerinde çalışmış psikanaliz ve edebiyatta öneminden bahsetmişlerdir. Günümüzdeyse 2000 yılında Düşlerin Efendisi/Quills adlı biyografik filmde Marquis De Sade’ı usta oyuncu

Geoffrey Rush oynamış, En iyi kadın Oyuncu Oscar’ı sahibi Kate Winslet, Michael Caine ve Joaquin Phoenix kadroda yer almıştır. Ülkemizde ise 2016 yılında ‘Tüy Kalemler-Quills’ adıyla tiyatro oyuncusu Erdal Beşikçioğlu tarafından Sade’ın hayatının Charenton Akıl Hastanesi’nde geçirdiği dönem büyük bir ustalıkla sahneye taşınmıştır.

Küçük Rusya’nın Turgenyev’i Masoch

Anastasia Steele adlı mazoşizmi temsil eden karakterin alt yapısının nereden geldiğini merak edenler için 19. yüzyılda yaşamış Mazoşizm’in isim babası Leopold Von Sacher Masoch’a değinmek gerekir. Küçük Rusya’nın Turgenyev’i olarak anılan yazar Alman Romantik Edebiyatı’nın güçlü yanlarını eserlerinde toplar. Külliyatı, insanlığın içinde bulunduğu suç ve ıstırap mirasını özetleme iddiasındadır. Burada hepsine değinmek imkansız olsa da başyapıtı Kürklü Venüs’ten bahsetmek gerekir. Bu eser Masoch’un ‘Kabil’in Mirası’ adı altında topladığı döngüler dizisinin aşka ilişkin (birinci) kısmını anlatır. Yapıtta Sade’ın temelini attığı mazoşizmin alt yapısını oluşturur. Kitap, bütün insalık tarihine cinsellik kazandıran çok özel bir tarzı içerisinde barındırmasıyla ünlüdür. Fakat Sade’dan daha sade bir dille işler. Masoch’un ‘Beyaz Sayfa’ kitabında kullandığı temalardan; sözleşmeye dayalı ilişki İlk film Grinin Elli Tonu’nda Grey ve Steele’in imzaladığı antlaşma olarak karşımıza çıkar. Kürklü Venüs yapıtını Fransız filozof Gilles Deleuze, ‘Sacher- Masoch’un’Takdimi ‘adlı araştırma kitabında derinlemesine işler. Masoch’un kullandığı her tekniği ayrıntılı olarak akademik bir şekilde okuyucuya sunar. Kitabı okumaya üşenenler için Polonyalı yönetmen Roman Polanski’nin 2013 yılında çektiği Kürklü Venüs filmini önerebilirim. Polanski hikayeyi kendi diliyle ve teatral bir şekilde filme alır.

Eser yeterince iyi işlenmese de sevgililer gününde aşk filmine gitmek isteyenler için uygun olduğunu düşünüyorum. Tabii büyük beklentiyle filme gidenlerin hayal kırıklığına uğrayacağını baştan söylemek gerek.

İyi Seyirler Dilerim

Efe TEKSOY

Exit mobile version