Gazeteport

ABD İle Vize Krizi, Zekeriya Öz, Terazi Kod

Ergenekon Davası’nda, 2010 yılında yargıyı etkilediği iddiasıyla dönemin savcısı Zekeriya Öz’ün talimatıyla gözaltına alınıp, tutuklanarak yargılanan ve beraat eden Avukat Kudbettin Kaya, Bakırköy’de ailesiyle gittiği balık restoranında uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybederken korkunç infazla ilgili şoke eden detaylar ortaya çıkmaya başladı.

ABD İle Vize Krizi, Zekeriya Öz, Terazi Kod

Avukat Kudbettin Kaya, 2010 yılında Ergenekon Davası yargılama sürecini etkilediği iddiasıyla düzenlenen operasyonda dönemin savcısı Zekeriya Öz’ün talimatıyla 8 kişiyle birlikte gözaltına alınmış ve tutuklanmıştı. Kaya hakkında Adalet eski Bakanı Seyfi Oktay’ın da aralarında bulunduğu 10 kişi ile birlikte ”Ergenekon davası ve soruşturmasını etkilemeye teşebbüs ettikleri” iddiasıyla dava açılmıştı. Yargılama sonunda Kudbettin Kaya’nın da aralarında bulunduğu sanıklar beraat etmişti.

SALDIRININ DETAYLARI ORTAYA ÇIKTI

Yeni Asır’ın haberine göre; Avukat Kudbettin Kaya, önceki akşam arkadaşları ve ailesi ile gittiği Yeşiköy Balıkçılar Çarşısı’nda, yanına gülerek yaklaşan saldırganın hedefi oldu. Kaya, 5-6 kez ateşlenen Uzi marka silahtan çıkan kurşunlarla oturduğu sandalyede öldü. 2 müşteri de olay anında cam parçalarından yaralandı. Kimliği belirsiz saldırgan, silahı Gazi Evrenos Caddesi üzerinde yola atarak kayıplara karıştı. Polis, saldırganın kimliğini tespit etmek ve yakalamak için balıkçının kamera görüntülerini incelemeye aldı. Polis, saldırganın kimliğini tespit etmek ve yakalamak için balıkçının kamera görüntülerini incelemeye aldı.

GİZLİ TANIK ‘TERAZİ’NİN iFADESİ

Habertürk gazetesinden Mustafa Şekeroğlu ve Veli Sarıboğa’nın haberine göre, o dönem uyuşturucu davasında cezaevinde bulunan İranlı Naci Şerifi Zindaşti, ‘Terazi’ adıyla gizli tanıklık yapmış ve verdiği ifadesinde Kaya’nın uyuşturucu baronlarını cezaevinden kurtarmak için yargıyı etkilediğini söylemişti.

Zekeriya Öz ve gizli tanık Terazi ve vize krizine neden olan ABD Konsolosluğu çalışanı

N.M.C. polis tarafgından daha önceden takip ediliyordu. DEA’nın irtibat görevlisi olan N.M.C de Afganistan üzerinden Türkiye güzergahını kullanan uyuşturucu trafiğinden sorumluydu. Polis N.M.C.’nin bu trafikte bazı Afgan uyruklu uyuşturucu kaçakçılarına yardım ettiğini düşünüyordu.

İki yıl boyunca N.M.C. teknik takiple izlendi. N.M.C.’ye ait 2 yıllık telefon görüşmelerinin TAPE’leri de polisin kayıtlarında bulunuyordu. İddiaya göre N.M.C.’nin yardım ettiği düşünülen isimler arasında bir isim daha dikkat çekiyor. Bu isim de uyuşturucu kaçakçlılığından dosyası bulunan Ergenekon Kumpası’nın gizli tanığı ‘Terazi’ kod isimli kişiydi.

Gizli tanık Terazi’nin Zekeriya Öz’le akçeli işleri

İddiaya göre gizli tanık Terazi Zekeriya Öz’e rüşvetle suçlanıyordu. Terazi kod isimli bu tanık polisin iddiasına göre hazırlanmış bir ifadeye parmak basmak suretiyle ergenekonun ayaklarından birinin başlamasına gerekçe olmuştu.

 

KIZI VE YEĞENİ İNFAZ EDİLMİŞTİ

Kaya, Zindaşti’nin verdiği ifadeyle tutuklanmıştı. Kaya, son olarak 2014’te Yunanistan’da ele geçirilen 2 ton 100 kilogram uyuşturucu hesaplaşması sonucu Zindaşti’nin kızı ve yeğeninin öldürülmesi talimatını verdiği iddia edilen Orhan Ünğan’ın avukatlığını yapıyordu. ABD ve Yunanistan polisinin ortak gerçekleştirdiği operasyonda, Orhan Ünğan’ın 2 adamı tutuklandı. Uyuşturucunun sahiplerinden olduğu iddia edilen Unğan’m, uyuşturucunun yakalanmasından sorumlu tuttuğu iranlı Zindaşti’nin ölüm emrini verdiği iddia edilmişti.

‘ÖLDÜRÜLEBİLİRİM YA DA ÖLDÜREBİLİRİM’

Zindaşti’nin lüks cipine 26 Eylül 2014’te Büyükçekmece’de düzenlenen silahlı saldırıda, kızı Arzu Sharifi Zindaşti ve otomobili kullanan yeğeni Devrim Öztunç olay yerinde öldü. Bu olayın ardından cinayeti işledikleri iddia edilen 2 tetikçi de bir süre sonra Küçükçekmece’de infaz edildi. Cinayet talimatını verdiği iddia edilen Orhan Ünğan, 25 Ağustos 2015’te Hollanda Amsterdam’da Sırbistan makamlarınca verilen Mert Pepic kimliğiyle yakalandı. Türkiye’ye iade edilen Ünğan’ın avukatlığını ise Kudbettin Kaya yapıyordu.

Avukat Kaya, “Bu dava basit bir cinayet davası değil. Başka hesapların görüldüğü bir dava. Soruşturmayı yürüten bir kısım emniyet mensupları görevden alınmıştır. Bir kısmı FETO örgütü üyesi olmak iddiasıyla ihraç edilmişlerdir. Ben bir sonraki oturumda bulunmayabilirim, zira benim öldürülme riskim vardır veya ben nefsi müdafaa kapsamında birilerini öldürmek zorunda kalabilirim. O nedenle duruşmaya gelemeyebilirim” demişti. Olay ardından hare-kete geçen polis saldırganın peşine düştü. Cinayetin uyuşturucu mafyası ile ilgili bir bağlantısı olup olmadığı ise araştırıyor.

Exit mobile version