Gazeteport

Zaman’da Kayyum Bekleyişi

Bir süredir kayyum atanacağı yönünde hakkında haberler çıkan Zaman gazetesine kayyum atandığı öne sürüldü. Kayyumların yönetimi devralmak üzere polis eşliğinde gazeteye doğru yola çıktığı bilgisiüzerine gazetede gergin bekleyiş sürüyor. Nazlı Ilıcak Zaman Gazetesi’nin Yenibosna’daki binasında  Periscope’tan canlı yayın yaptı. Gazete yöneticileri “belki bugün son kez gazete yapacağız” açıklamaları yaparak AKP’ye yönelik sert eleştiriler yaptı…

İşte o anlar;

Kayyum iddialarına gazeteciler başta olmak üzere bir çok kesimden tepkiler geldi

HDP Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen: Eğer bir tazminat söz konusuysa bundan ihmali olan kamu görevlisine bu ceza ödettirildi. Bu önemli bir caydırıcı anlam ifade eder. Kişiler ister istemez daha dikkatli olurdu, daha hukuka bağlı dayanırlardı. Şimdi kayyımlarda mekanizma işletmezseniz kişilerin yıllarca emek verdiği kuruma alın teriyle büyüttüğü kuruma keyfi biçimde atayacaksınız. O kişiyi o kuruma zarar verecek. Yetmiyor uluslararası hukukta ticari şirketler, haklı çıkacaklar. Çok açık buradaki ihlal. Neredeyse müsadere denilebilen bu yöntem hukuki sürecin nereye varacağı çok açık.

Nazlı Ilıcak: Zaman gazetesine böyle bir şey yapılırsa çok üzüntü duyarım. Türkiye uçurumun eşiğinde diyorduk ama memleket artık uçurumdan düştü.

Yeni Asya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Kazım Güleçyüz: Temenni ederim ki doğru olmasın. Birilerinin temennileri beklentileri dile getiriyor. Ama hukuk devleti diyorsak bu tarz keyfilikler hukuksuzluklar olmaması lazım. Zaten olanlar yeterince hukuku ve vicdanları yaraladı.

Rotahaber Genel Yayın Yönetmeni Ünal Tanık: Türkiye’de bir şey olmaz denen dönem geride kaldı. Hukuk devleti askıya alınmışsa o ülkede bir şeyi öngörebilmek mümkün değil. Dış politika ve siyasi alandaki sıkışmışlığın yanına bir de yarını öngörememek ülkeye ekonomik sıkıntılar getireceğini düşünüyorum.

Nokta dergisi yazarı Perihan Mağden: Korkunç bir durum daha ne diyeyim? Dur durak bilmeden yapılan hukuksuzluklar. Duyunca kanım dondu. Zaten Anayasa Mahkemesi’nin kararını tanımıyorum demek beni hiçbir kanun hiçbir hukuksal merci bağlamaz demek.

Mehmet Altan: 17-25 Aralık’tan sonra Türkiye devleti hukuksal kimliğini kaybetti. Yani buranın bir hukuk devleti olarak anayasası olduğu ceza kanununun olduğu gerekli yasaların olduğu ve evrensel hukuk prensiplerine göre hareket ettiğini ve gerçek bir devlet olduğu söylemek mümkün değil. Ülke ormana döndü, büyük bir felakete yol açtı. Yönetilemez, güvencesi ve yarını öngörülemeyen bir kara kalabalığa döndürdü Türkiye’yi.

Nokta Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Cevheri Güven: Medyaya yönelik baskılar artık davul zurnayla yapılıyor. Devletin tepesindeki isimler gazetecilerin tutuklanması, medya gruplarına el konması için kamuoyu önünde yargıya emir veriyorlar. Utanma sınırını zaten çoktan aşmıştık, asgari hukuk sınırı da aşıldı.

Meydan gazetesi yazarı Turgay Oğur: Ben sadece iktidarı destekleyen onlarca gazete ve televizyondaki meslektaşlarımıza seslenmek istiyorum: ‘Bunca gazeteciyiz efendim. Sizin yüceliğinizi göremeyen 3-5 nasipsiz gazete kalmış. Uğraşmanıza değmez. Biz hepsine yeteriz de artarız Reis’ desenize. Ezdirmesenize kendinizi. Büyük abilerin arkasına sinip fikri rekabetten kaçmasanıza.

Pelin Batu: Zaman Gazetesine faşist el koyma olayına karşı çıktığınız için korkmayın Cemaatçi olmazsınız sadece İNSAN olursunuz!

 

 

Exit mobile version