Gazeteport

“Suçlarına Ortak Arıyorlar”

 

CHP Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke, AKP’nin, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında, FETÖ’nün tüm siyasi partilere “sızdığı” algısı yaratarak, cemaatle geçmişteki “kader birliği”ni normalleştirmeye çalıştığını söyledi.. Böke,”Türkiye’yi bu hale getirenin, kullanışlı unutkanlıkla, tek adam rejimi tahkim ediliyor” dedi.

İşte Cumhuriyet gazetesinden Ayşe Sayın’ın sorularını yanıtlayan Selin Sayek Böke röportajından o bölüm;

 

“Türkiye’yi darbe ve diktatöryel hesevlerden ancak çağdaş, özgürlükçe demokrasi kurmak korur”

-Halkın ve bir bütün olarak siyaset kurumunun darbe girişimine tereddütsüz direnebilmiş olması, direnişte birlikten siyasette mutabakata dönüştürülmesine imkân verecek bir zemin oluşturdu. Laiklik ve hukuk devleti zemininde yükselen, hiç kimsenin ayrımcılığa uğramadığı, toplumun tüm kesimlerinin kapsandığı ve kendisini ülkenin kaderinde paydaş hissedebildiği bu çağdaş özgürlükçü demokrasinin inşa edilmesi bir zorunluluk. Bu asla unutulmamalı. Türkiye’yi yeni 12 Eylül’lerden, yeni 15 Temmuz’lardan da, her türlü demokratik mekanizmayı yok ederek tek adam rejimi inşa etmeyi amaç edinen diktatoryal heveslerden de koruyacak olan çağdaş, özgürlükçü bir demokrasi kurmak yolunda kararlılık sergilemektir.

“Sahte milli birlik ruhu çare olamaz”

-Çare asla yan yana dururmuş gibi yapmak, demokrasimizin sorunları yokmuş gibi kafamızı kuma gömmek, komplo teorilerine sarılarak sahte milli birlik nutukları atmak değil. Üzerinde ‘mutabakat’ sağlanması gereken bir ortak payda varsa; o payda laikliktir, özgürlüktür, hukuktur, demokrasidir. Darbenin panzehiri eksiksiz demokrasidir. Bu noktada, 15 Temmuz’da yaşadığımız hain girişim gibi asker kaynaklı darbe arayışlarının kaynağının yalnızca asker-sivil ilişkilerinde aranması, teşhisi yanlış koymak olur.

“Bize, kurcalamayın mesajı gönderdiler”

-Bu kuşkusuz AKP’nin güttüğü amaçlardan biri… FETÖ’nün bütün partilere sızdığı iddiasını ısrarla vurgulayarak, AKP-FETÖ arasında yıllarca süren, Türkiye’nin tüm kurumlarını çökme noktasına getiren yol arkadaşlığını, ortaklığı, kader birliğini ‘normalleştirmeye’ çalışıyorlar. Normalleştirmenin ve ‘suça ortak aramanın’ yanı sıra, bu iddiaların piyasaya sürülmesinin bir diğer amacı da, FETÖ tasfiyelerinin AKP içine sarkmasına engel olmak. Bayramdan önceki hafta yaptığım haftalık MYK açıklamasında AKP’nin kendi içinde FETÖ temizliğine gitmesi gerektiğini belirttim. Hemen bu açıklamanın peşinden, partili bazı arkadaşlarımızın FETÖ ile ilişkili olduğuna dair arkadaşlarımızın derhal şiddetle yalanladığı iftira yazısı “havuz medyasına” yazdırıldı. Yani AKP çevreleri veya AKP içinde FETÖ soruşturmasının kendilerine uzanmasından çekinen bazıları bize akıllarınca “bu meseleyi kurcalamayın” mesajı gönderdiler.

“Sorumluluğu yayarak suçu normalleştirmeye çalışıyorlar”

Kısacası bu iddialardan AKP’nin murat ettiği iki şey var: Birincisi dediğiniz gibi sorumluluğu yayarak, suç ortaklığını normalleştirmek. İkincisi de, muhalefetin AKP-FETÖ ilişkisinin üzerine gitmesini önlemek üzere göz dağı vermek. Biz Atatürk’ün partisiyiz, laik Cumhuriyetin kurucu partisiyiz. Bizim bünyemiz bunu kaldırmaz.

 

“Bu kullanışlı unutkanlık”

-15 Temmuz sonrası süreçte AKP iktidarının KHK’lerle yaptığı uygulamaların bizzat kendisini eleştiriyoruz. Türkiye’yi darbe girişimine götürenin, AKP hükümeti tarafından 14 yıldır laikliğin aşındırılması, devletin cemaatlere teslim edilmesi, demokratik kurumların çökertilmesi, denge- denetleme mekanizmalarının işlevsizleştirilmesi, parlamentonun giderek daha güçsüz konuma sürüklenmesi, yargının iktidarın sopası haline getirilmesi olduğu unutturuluyor. Bu “kullanışlı unutkanlık”; 15 Temmuz sonrası yargının bağımsız kılınması yerine, yargı yılı açılışının Kaçak Saray’da yapılarak güçler ayrılığının iyice yok edilmesini meşrulaştırmak için kullanılıyor. Medya özgürlüğünün sağlanması yerine, darbe karşıtlığı adı altında ifade ve basın özgürlüğünün tamamen yok edilmesini meşrulaştırıyor. Kısacası bu yanlış anlatı, o anlatı etrafında inşa edilen sahte ‘mutabakat’ ve Türkiye’yi bu hale getirenin ne olduğuna ilişkin ‘kullanışlı unutkanlık’, Türkiye’yi 15 Temmuz’a götüren kurumsal çöküşün bırakın giderilmesini, daha da hızlandırılarak tek adam rejiminin tahkim edilmesini beraberinde getiriyor.

 

“AKP ‘Siyasi İslam’ ajandasından geri adım atmadığını görüyoruz”

-AKP’nin Türkiye’yi çıkmaza sokan ‘siyasi İslam’ ajandasından geri adım atmadığını, aksine bu adımları aynen devam ettirdiğini görüyoruz. Bu da aslında şaşırtıcı değil. AKP daha önce de altını çizdiğim üzere, iktidarı bu kutuplaşmaya dayanan AKP iktidarda kalmak için din/laiklik/ Cumhuriyet eksenindeki ideolojik kutuplaşmayı devam ettirmek zorunda.

Exit mobile version