Gazeteport

Müslüman Mezarlığındaki Ermeni

ALİ İHSAN ARIKAN

(ALEXANDRE BAŞTERZİYAN)

Bir kıymetli şahsiyetten, bir vefa örneğinden söz edeceğim size: Kabakozluların deyişiyle, “Ali İhsan Baba”dan…

Torundan başlayalım…

Filatelist Arman Arıkan, babası Kamer Arıkan’dan devraldığı dükkânında çalışmalarını sürdürüyor (Kamer Filateli – Yüksekkaldırım’da yaklaşık 75 yıllık bir dükkândır). Arman Bey, uluslararası pul-sergi yarışmalarında jüri üyesi olarak senelerdir Türkiye’yi temsil etmektedir (Türk filatelisinin dünyaya açılan penceresidir).

Konumuz büyükbabasıdır, oraya gelelim…

Alexandre Başterziyan, 1915 olaylarında –kendince haklı sebeplerle– adını Ali İhsan olarak değiştiren bir nafıa (bayındırlık) çalışanıdır ve Düzce, Gerede, Şile, Ağva bölgelerindeki yol yapımında çalışan ilk mühendislerdendir. 1954 senesinde Kabakoz Köyü (Şile-Ağva istikametinde) yol şantiyesinde –karlı bir günde defterine not alırken– sekte-i kalpten terk-i diyar eder!

Aile, bu elim haberi alınca hemen yola çıkar; kar-tipi altında zar zor Üsküdar’a ulaşır ve kendilerine tahsis edilen bir askeri ciple Kabakoz’a doğru yola düşer (cenazeyi almaya giden grubun başında, Ali İhsan Babanın oğlu Kamer Arıkan vardır elbette). Ne garip tecellidir ki hava muhalefetinden dolayı kara saplanan cipi ve içindekileri, köylüler ellerine kazma-kürek, fenerlerle –ve elbette yaya olarak– gecenin bir yarısı kurtarıp köye getirirler.

Nereye gömülecek?

Kamer Bey, babasının cenazesini alıp geri dönmek ister haliyle; ama Muhtar, “Ali İhsan Baba bizim için öldü; cenazeyi vermem; buraya gömeceğiz onu” der de başka bir şey demez! Kamer Bey, “… ama biliyorsunuz biz Ermeniyiz…” dese de durum değişmez ve Kabakozlular, pek sevip saydıkları Ali İhsan babalarını Müslüman mezarlığında ebediyete kadar misafir etme kararlarından vazgeçmezler: hem de ayakucuna bir haç koymayı ihmal etmeden?!

 

Hoş kalın!…

Mini pusula: Yakın zaman kadar belirgin olan haç’ı son gittiğimde (Mart 2016) göremedim.

 

Exit mobile version