Hakim ve savcılar için kura töreninde konuşan Tayyip Erdoğan “Bu millet ne bu F- 16’lara, ne bu helikopterlere, ne bu tanklara, toplara hiçbir şeye daha önce apoletler göründüğü zaman selam duranlar gibi selam durmadı.” dedi. Erdoğan’ın bu sözleri üzerine arşivleri karıştırdık. Mustafa Hoş’un yazdığı “Bigboss” kitabından iki tane bölüm var. Biri ABD savunma Bakanı Paul Wolfowitz’e yazdığı mektup diğeri ise Kenan Evren’den icazet istemesi.
Erdoğan AKP iktidara geldiği zaman ABD savunma Bakanı Paul Wolfowitz’e mektup yazıyor. Ve mektupta Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ile görüşmek için aracılık etmesini istiyor.
İşte Bigboss’taki o bölüm
“Genel Kurmay Başkanı İle Beni Görüştürün”
“Mektup yazan Recep Tayyip Erdoğan, muhatabı ABD Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz, mektubun yazılış tarihi 3 Kasım 2002. Tayyip Erdoğan, henüz başbakan değil, yasaklı olduğu için seçime girememiş, partinin başkanı ama, Başbakan şimdiki Cumhurbaşkanı Gül… Türkiye’den Amerika’ya giden mektupta şöyle deniliyor: “Değerli Wolfowitz, Ülkelerimiz arasındaki ortaklık ve dostluğun gelecekte de sürmesi için mesajımı ortak dostlar aracılığı ile doğrudan size ulaştırıyorum. Seçim sonuçlarının bizim Genelkurmay saflarında biraz rahatsızlık yaratmış olabileceğinden, resmi konumunuz gereği hiç kuşkusuz haberdarsınızdır. Bilmenizi isterim ki, onların Türkiye’nin müreffeh ve dünya topluluğunun güvenilir bir üyesi olması ümitlerini parti ve ben de paylaşıyoruz. Ve geçmişte hiç olmadığı kadar birleşmiş olan ülkelerimizin çıkarları için en iyisi olacak şekilde birlikte çalışacağımız düşüncesindeyim. Bu amaçla Orgeneral Özkök ile mümkün olduğu kadar kısa sürede özel bir toplantı yapabilmeyi ümit ediyoruz. Özel cep numaramız şudur: 0532 7…… Sizinle kişisel olarak görüşmeyi sabırsızlıkla bekliyorum. En iyi dileklerimle. R. T. Erdoğan Genel Başkan”
AKP’nin ilk yıllarında Erdoğan’ın kaygısı “asker ne der” idi. Bu yüzden Kenan Evren’e de aracı gönderdi. Aracılık yapan Diyanet İşleri Eski Başkanı Tayyar Altıkulaç’tı. O zaman neler yaşandı yine “Bigboss” kitabından görelim;
“Hürmetlerimi Götür”
“Erdoğan’ın en büyük tedirginliği asker ne der idi? Askerle bir şekilde temas kurulması lazımdı. Ve o teması kuracak isim de bulundu. O isim Kenan Evren’in Diyanet İşleri Başkanı yaptığı Tayyar Altıkulaç’tı. Tayyar Altıkulaç’a aynı zamanda da AKP’de siyaset yapmak teklif edildi. Altıkulaç Erdoğan’ın dinledikten sonra doğruca Marmaris’in yolunu tuttu. Kenan Evren ile Tayyar Altıkulaç’ın ne konuştuklarını “Esaretten Zirveye. R.Tayyip Erdoğan” kitabından okuyalım.
-T.A: Erdoğan’ın hürmetlerini getirdim.
-K.E: Sağolsun. Partisini yakında kuruyormuş. Yasağı yok muydu onun?
-T.A: Hukukçulara göre yasak kalkmış
-K.E: Ben onu bilemem, ama söyleyeceğim şu; Cumhuriyetin temel ilkeleriyle kavga etmemesi lazım. Referansım islam olmaz. Erbakan hoca bunu bir türlü anlamadı. Hep partisi kapandı.
-T.A: Öyle Efendim. Ziyaretimin sebebi bunu size arz içindir. Erdoğan girişimi ideolojik bir hareket olmayacak.
-K.E: Tayyip Bey söylediğin gibi biri ise sorun yok., ama bunu kanıtlaması lazım.
-T.A: Her şeye varız. Ama mesajımızı iyi duyuramayız diye endişeliyiz. Sizden arzımız bu mesajı aktarmanızdır.
-K.E: Siz önce laikliğe karşı olmadığınızı net olarak söyleyin ki bütün tereddütler dağılsın. Sonrası kolay
AKP ve Erdoğan, Evren’in icazetine ihtiyaç duyuyordu kuruluş yıllarında. Kenan Evren Erdoğan’la diyaloğu hakkında bu kez 2010 yılında Sözcü Gazetesi’ne konuşuyordu. Kenan Evren, kendisinin nikah şahidi, Erdoğan’ın ise nikah memuru olduğu Mehmet Ağar’ın oğlunun nikah töreninden sonra gerçekleşen görüşmenin detaylarını açıklıyordu:
“Oturduğum masaya geldi… Konuştuk… O’na; Devlet Başkanlığım sırasında… Zamanın Belediye Başkanı Bedrettin Dalan’a yaptığım yardımlardan falan söz ettim. Bunun üzerine Tayyip Erdoğan bana; Ahh Paşam Ahh, dedi… Sizin zamanınızda ben olacaktım ki Belediye Başkanı… Neler neler yapar… Sizin desteğinizle İstanbul’u uçururdum!.. Ben de onun Başbakanlık konutuna iki kez gittim. Senin anlayacağın aramız ok iyiydi… Ancak referandum sırasında ‘Darbeci Evren’ olup çıktık… Ama siyaset bu… Hoş görmek lazım… Ben kendisini hala severim… Ondan bir kötülük görmedim… Başbakan olmadan önce de… Sonra da… Hep saygılı oldu…”