Gazeteport

Alis Harikalar Diyarında

Lewis Carrol’ın romanından aktarılan “Alice Through The Looking Glass” filminin yönetmenliğini James Robin, senaryosunu ise Linda Woolverton üstlendi. Carrol’ın eseriyle film arasında; karakterler ve aynadan geçiş dışında konu olarak hiçbir benzerlik yok.


Alis, ilk filmin ardından geçen zamanda seferlere çıkan bir kaptan haline gelmiştir. Babasının ölümüyle birlikte çeşitli maddi ve toplumsal sıkıntılarla karşılaşır. Bunun üzerine annesi, Alis’e kaptanlık idealinden vazgeçip, evinin kadını olmasını önerir. Bu öneriyle yıkıma uğrayan Alis, aynadan geçerek kendisini tekrardan harikalar diyarında (hayal dünyası) bulur. Bu sefer çok sevdiği dostu çılgın şapkacının (Johnny Depp) başı geçmişiyle derttedir. Zaman (Sacha Baron Cohen)’a karşı koyarak, dostunu kurtarma mücadelesine girişir.

Alis’in Simülakr Dünyası

Alis, ideallerinin yıkılmasıyla birlikte kendisini hayal dünyası içerisinde bulur. Fransız düşünürü Jean Baudrillard, “İnsanlar sahip oldukları yaşama alanlarını yitirdikleri gün ortaya bilinçaltı denilen şey çıkar ve bilinçaltı durup dinlenmeksizin umarsızca yas tutma oyunu oynar” der. Film boyunca Alis’ in gerçek dünya ve hayal dünyası arasında gidiş gelişlerine tanık oluruz. Alis, aynadan geçiş yaptıktan sonra kendisini harikalar diyarında yani sahte evrende bulur. İtalyan bilim adamı, düşünür Umberto Eco; “Ayna gerçeği söylemez, tersine çevirir” der ve aynaların bize yalan söylediğini belirtir. Alis, aynayı kullanarak adeta bir kapıymışçasına harikalar diyarına geçer. Fransız Psikanalist Jaques Lacan, Ayna kuramında; “Ayna düşsel olanla simgesel olanı birbirinden ayıran bir eşik – olgudur” diye belirtir.

Halüsinasyon Havuzu

Gerçeklik akımının önde gelenlerinden Arjantinli Jorge Luis Borges, “Alis Harikalar Diyar’ında ” eseri için; “Muhteşem bir kitap! Fakat okuduğumda bir kâbus kitabı olduğunun pek farkında değildim ve Lewis Carroll’ın da bunun farkında olduğundan emin değilim.” der.
Gerçeklik ve hayal dünyası arasındaki örnekleri inceleyen edebiyatta ve sinemada birçok eser bulunmaktadır; İngiliz Nöroloji Profesörü Oliver Sacks, “Halüsinasyonlar “ adlı kitabında insan beyninin bilinmeyen gizemlerini inceler. Alman Felsefeci Theodor W. Adorno, “Rüya Kayıtları’’nda rüyaların gerçek yaşama etkileriyle ilgili incelemeler yapmıştır. Wachowski kardeşler de, “The Matrix” filminin senaryosunda Alis Harikalar Diyarı’nın gerçeklik ve hayal arasında ki dünyayı işlediği hikâyeden yararlandılar. Ünlü Morpheus karakteri, efsane filmin bir sahnesinde şöyle der: “Rüyadan uyanamazsan, hayal dünyası ile gerçek dünya arasındaki farkı nasıl anlardın?”

İYİ SEYİRLER DİLERİM

Exit mobile version