Gazeteport

1 Saray 2 Fotoğraf 1 Hoyratlık

15 Temmuz darbe girişimi sonrası Tayyip Erdoğan’ın Saray’da ağırladığı ölenlerin yakınları hem sitem etti hem de  hoyratlığı dışa vurdu. En çok da ünlüler ile ölenlerin yakınlarına takınılan davranış arasındaki fark dikkat çekti.

15 Temmuz darbe girişimi sonrası Erdoğan “sokaklardan çekilmeme” çağrısını sürdürürken sarayında da çeşitli kesimleri ağırlıyor. Bunlar içinde 15 Temmuz darbe girişimi sonrası çatışmalarda hayatını kaybedenlerin yakınları da vardı. Darbe girişimi sırasında ölen gazeteci Mustafa Cambaz’ın oğlu Alparslan Cambaz duygularını yazdı. Alpaslan Cambaz’ın izlenimlerinde 4 unsur dikkat çekti işte onlar;

“Futbol Tribünü Gibiydi”

1-Erdoğan salonda göründüğünde alkış kıyamet bir şeyler oldu. Hatta bir ara futbol tribünlerini hatırlatan “Recep Tayyip Erdoğan” sloganları atıldı. Salonun neredeyse tamamı ayaktaydı, benim gibi oturan çok az kişi vardı. Herkes sessizce, cumhurbaşkanlığı makamına hürmeten ayağa kalksaydı ben de kalkacaktım. Fakat ben holigan değilim. Orada babasını şehit vermiş bir evlat ağırlığındayım. Çok rahatsız oldum. Hiçbir türlü ortamla bütünleşemedim.

Travmalı ve Acılı İnsanlara Çatışma Görüntüleri İzletme Hoyratlığı

2-Ekrandan bize 15 Temmuz’a dair görüntüler izlettiriliyor. Bombalanan, taranan insanlar, F-16’lar, salalar… Annem kulaklarını tıkıyor, ağlamaya başlıyor. Titriyor hatta. Ön koltukta küçücük çocuklar vardı, babaları şehit düşen küçük çocuklar… Onlar da etkilenip ağlamaya başlıyorlar.

Bizim Duygularımız İdrak Edilmedi

3-Diyorlar ki “Ama reis çok güzel konuştu sonrasında.” Yahu isterse dünyanın en muhteşem konuşmasını yapsın, annem zangır zangır titremeye başladıktan sonra neye yarar? Hâlâ bizim genel itibarıyla neye kızdığımızın, neden kızdığımızın, ne hissettiğimizin idrak edilemiyor olduğunu görmek gerçekten çok üzücü.

Ünlülere Daha Samimi Ortam

4-Neden hassas olunamıyor? Bu şeyleri kimler organize ediyor? Aralarında hiç mi uzman sosyolog, psikolog yok ne bileyim. Kolu bacağı sarılı gaziler ve bizim gibi şehit yakınları o gün dışarıdaki kalabalıkla neden aynı muameleyi gördü? Tek farkımız bizim içeride koltuklarda oturuyor olmamızdı. Mesela neden ünlülerin kabulü bizimkinden çok daha samimi bir ortamda gerçekleşti?

Exit mobile version