Yedikıta 100. sayı gururunu okuyucularıyla paylaşıyor…
Eylül 2008’den bugüne aralıksız yayınlanan tarih ve kültür dergisi Yedikıta, ülkemizde 100. sayıya ulaşma başarısı gösteren 3. tarih dergisi oldu.
Eylül 2008’de ilk sayısını yayınlayan ve her sayısında birbirinden önemli dosyalarla okuyucuların karşısına çıkan tarih ve kültür dergisi Yedikıta, 100. sayısını yayınladı. Yedikıta, ülkemizde yayınlanan tarih dergileri arasında 100. sayıya ulaşan 3. tarih dergisi oldu.
Akademik ve popüler dergi anlayışını en güzel bir şekilde harmanlayan, makalelerini orijinal belgelere dayandıran, kaynaklı haberler veren Yedikıta, 100. sayıya ulaşmanın gururunu onbinlerce okuyucusuyla paylaşıyor.
Yedikıta Tarih ve Kültür Dergisi adına açıklama yapan Yayın Yönetmeni Kemal Erkan, tarih yolculuğunda 8. seneyi ve 100 sayıyı geride bıraktıklarını ifade ederek, “Bir de baktık ki tarihi yeniden yazarken ‘tarih yazmışız’. Yedikıta, ülkemizde yayınlanan tarih dergileri arasında 100. sayısına ulaşabilmiş 3. tarih dergisi oldu. Bu başarıda bizlere hem destek olan hem de çalışmalarımıza bizzat iştirak eden yazarlarımızın, okuyucularımızın, dostlarımızın payı büyük. Herkese ayrı ayrı teşekkür ederiz” dedi.
“Doğru Bilgide Titiz Davrandık”
Her yeni sayının kendileri için ayrı bir heyecan kaynağı olduğunu belirten Erkan, “Her yeni sayı tarih ve kültürümüzü gelecek nesillere aktarabilmek için yeni bir vesileydi. Hareket noktamız, tarihimizden gelen dinî ve millî değerlerimizi yaşatmak ve insanlığa kazandırmak oldu. Dergimize ulaştırılan her yazı, bizim için yeni bir dost oldu. Her biri üzerinde ayrı ayrı titizlendik. Yayınına karar verirken elimizden geldiğince kırk ölçüp bir biçtik. En orijinal görsellerle süsleyip sofranıza öyle gelsin istedik” diye konuştu.
“Rahat ve zevkle okunabilir bir tarih dergisi olabilmek için çalışırken, üzerimizde her bir ferdin hakkının olduğunun farkındaydık. 100 yıl sonra olsa bile, hesabını veremeyeceğimiz yanlış bir bilgi, hatta bir kelime en büyük korkumuz oldu. Ama hata yapmaktan korkmamak gerektiğinin de idrakindeydik” ifadelerini kullanan Erkan, sözlerini şöyle sürdürdü;
“Medeniyetimizin İzlerini Sürdük”
“Bu hassas dengeyi gözeterek çalıştık. Popülerlik peşinde koşmayarak güvenilir ve doğru bilgiyi ulaştırmak temel prensibimiz oldu. Mübalağalara girmeden sadece vesikaları ve kaynakları konuşturduk, yorum ve mukayeseyi sizlere bıraktık.”
“Hicaz’dan Sri Lanka’ya, Çin’den Amerika’ya, Malezya’dan Güney Afrika’ya, Arakan’dan Cezayir’e, Venezuela’dan Kudüs’e… 100 sayı boyunca, dünya üzerinde insanın yaşadığı her yerde var olmuş kültür ve medeniyetimize dair izleri sürdük. Kalıplaşmış, hatalı veya tamamen yanlış bilgileri düzeltme ve doğrularını yazma hususunda ciddi bir mesafe kat ettik. Niyetimiz sadece siyasî ve askerî tarihi anlatmak değil, hadiselerin arka planını gösterebilmek adına perdeyi aralamak oldu.”
“Yedikıta İlkleri Veren Dergi Oldu”
“Öyle kapak dosyalarımız, öyle makalelerimiz oldu ki yazdıklarımızı Türkiye ilk defa bizden öğrendi. Babasının şehid edilişini gören, Sultan Abdülaziz’in kızı Nazime Sultan’ın anlattıkları, Evliya Çelebi’nin bilinmeyen el yazısı, Mescid-i Aksa’da restorasyon sırasında ortaya çıkan ve sonra üzeri tekrar alçı panolarla kapatılan Selçuklu devri kitabesi ve Sultan İkinci Abdülhamid’in dublörü bunlardan sadece birkaçı.”
“Arif Olan Tarihten İbret Alır”
“Ahmet Cevdet Paşa şöyle diyor; Bir insanın ömrü her şeyi tecrübe etmeye yetmez ve bir asırlık tecrübe de yine bir insan için kâfi değildir. Dolayısıyla ârif olanlar her şeyi kendi nefsinde tecrübe etmeye kalkışmaz, yaşanmışlardan ibret ve nasihat alırlar. Geçmiş ve gelecek hallerine vâkıf ve belki ezel ve ebed sırlarına ârif olmaya, insanda tabiî bir meyil olduğundan, bütün insanlığın tarih ilmine olan manevi ihtiyacı aşikârdır.”
Derginin internet sayfası olan http://yedikita.com.tr ‘den okuyucular önceki ve yeni sayılara dair bilgi alabiliyor.