02 Temmuz 2024 Salı
Ana sayfa » Şiddetle yeterince mücadele ediliyor mu?

Şiddetle yeterince mücadele ediliyor mu?

Kadınlara yönelik şiddet çeşitli görünümlerde olabileceği gibi toplumsal faktörlerle birlikte ortaya çıkıyor.

2014 yılında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Hacettepe Üniversitesi iş birliğinde gerçekleşen araştırmaya göre; Türkiye genelinde her 10 kadından yaklaşık 4’ü eşi veya birlikte olduğu erkeklerin fiziksel şiddetine maruz kalıyor. Peki, şiddetin tarihsel boyutu nedir? Erkekler şiddete daha mı meyilliler? DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü Kurucu Başkanı ve Uzman Klinik Psikolog Emre Konuk, şiddet konusunda yapılan araştırmaları ele alarak günümüzde kadınların şiddetle mücadelelerini açıklıyor…

Dünya Sağlık Örgütü’nün şiddet ile ilgili yaptığı tanıma göre şiddet genel anlamda; fiziksel, cinsel ve psikolojik (duygusal) anlamda yoksun bırakmak ya da ihmal olarak konumlandırılıyor. 2014 yılında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Hacettepe Üniversitesi iş birliğinde gerçekleşen araştırmaya göre; Türkiye genelinde fiziksel şiddete maruz kaldığını belirten evli kadınların oranı yüzde 36. Başka bir deyişle, her 10 kadından yaklaşık 4’ü eşi veya birlikte olduğu erkeklerin fiziksel şiddetine maruz kalıyor. Ayrıca liberal demokrasinin yaygın yaşandığı, milli gelirin yüksek olduğu ve eğitim düzeyinin yükseldiği toplumlarda veya toplumsal kesimlerde kısacası ailenin varlığının devamı için erkek gücüne ihtiyacın görece azaldığı toplumlarda erkek şiddetinin azaldığı görülüyor.

Ülkemizde son 15 yılda işkence neredeyse sıfırlanmış olsa da yine de erkek şiddeti ekonomik ve eğitim düzeyinin yüksek olduğu kesimlerde de dikkatleri çekecek ölçüde devam ediyor. Peki, şiddetin tarihsel boyutu nedir? Erkekler şiddete daha mı meyilliler?
DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü Kurucu Başkanı ve Uzman Klinik Psikolog Emre Konuk, şiddet konusunda yapılan araştırmaları ele alarak günümüzde kadınların şiddetle mücadelelerini şöyle açıklıyor: “Tarihsel olarak değerlendirecek olursak; yeryüzünde cinayetlerin yüzde 90’ının erkekler tarafından işlendiği, savaşların da neredeyse tamamının erkekler tarafından çıkarıldığı göz önüne alınırsa erkeklerin şiddete eğilimlerinin daha fazla olduğu söylenebilir. Kadının ise, mümkün olduğu kadar çok çocuk doğurmak zorunda olması, bu çocukların çok uzun yıllar bakıma muhtaç olması, erkeğin dışarda av peşinde koşması, düşmanlarla savaşmak zorunda olması ve bu nedenlerle daha güçlü olması erkeğin çok daha rahat gücünü kullanabilmesine yol açmıştır”

Emre Konuk, kadınların şiddetle mücadelelerini ise şöyle ifade ediyor: “Gerek araştırmalar gerekse Batı ülkelerinde yapılan çalışmalar, kadınların şiddetle ilgili tutumlarının ve başa çıkma yöntemlerinin bir ölçüde benzerliğini ortaya koyuyor. Kadınların önemli bir kısmı erkek şiddetini “normal” karşılıyor ve yakınlarıyla paylaşmıyor. Kurumlardan destek ise ancak şiddet çok yoğun ve sürekli uygulandığında alınıyor. Ayrıca çoğunlukla çocuklar nedeniyle ayrılıktan çekiniliyor ve eşlerinin zamanla değişeceğini düşünmeleri nedeniyle yaşadıkları sorunla baş etmeye çalıştıkları görülüyor”