Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) Yolsuzlukla Mücadele Grup Başkanı Drago Kos, Türkiye’de “iyi görünen ekonomik kalkınmanın”, ileride karşılaşılabilecek “gerçek sorunların” açığa çıkmasını engellediği uyarısı yaptı.
Doğan Haber Ajansı’na konuşan Kos, Türkiye’nin “düşük şeffaflık notuna” işaret ederek, yolsuzlukla mücadelenin gündemin ilk sıralarında olması gerektiğini belirtti ve “Şeffaflık, devlet güçleri, özellikle de yürütme erkinin neler yaptığını denetlemeye yardımcı olan bir araç” dedi.
Kos, “Buna rağmen, fazlasıyla düşük olan şeffaflık düzeyi, Türkiye için önemli bir sorun” diye de ekledi.
Şeffaflık Derneği’nin Ocak ayında açıkladığı 2015 Yolsuzluk Algı Endeksi verilerine göre, Türkiye 100 üzerinden 42 puanalarak, 66. Sıraya düştü ve en çok gerileyen ülkelerden oldu.
Ancak OECD Grup Başkanı Kos’a göre, Türkiye’de ekonomik kalkınmanın görünümü, “yavaşlamaya ve eskisi kadar canlı olmamasına rağmen, bir çok ülkeye göre iyi durumda”.
Ancak Kos’un açıklamasına göre, bu görünüm, Türkiye’nin yüzleştiği “bazı sorunların şeffaflığı”na ilişkin soru işaretleri uyandırıyor.
“Ekonomik kalkınma, sanki her şey yolundaymış görüntüsü veriyor”
Drago Kos, “Türkiye’de bir çok sorunun yeterince kapsamlı bir şekilde açığa çıkmamasının sebebi, tam da bu kalkınma görünümü” dedi ve ekledi:
“Yolsuzluk sorunu, sadece sivil toplum ve kamu için değil, hükümetin kendisi için de, gündemin daha yüksek sıralarında yer almalı. Eğer bu olmazsa, ortada sadece her şeyin yolunda gittiği izlenimini veren iktisadi kalkınma kalır – ki her şey yolunda değil” dedi.
Drago Kos’a göre, “Türkiye’de iktisadi kalkınmanın düzeyi yavaşlarsa ve insanlar sorunların farkına varırsa, çok ciddi sorunlar birdenbire ortaya çıkabilir”.
Kos, “Bir değil, iki değil, bir çok problem bir anda baş gösterir ve hükümetin kendisi, bunların tamamıyla mücadele etmek zorunda kalır” diye de uyardı.
Drago Kos, bu görünüme rağmen Türkiye’nin bir çok ülkeye göre “çok iyi bir örnek” olduğunun da altını çizdi.
Kos, dünyada bir çok ülkenin “Türkiye’nin ekonomik gelişimine en azından yaklaşmak için” çabaladığını sözlerine ekledi.
“Türkiye bu alanda iyi gidiyor. Asıl sorun, bu gelişme sebebiyle hükümetin gelecekte çok ciddi sorunlar yaratabilecek konuları kenara itiyor olması.”
Drago Kos: Türkiye’de basın üzerindeki baskıların düzeyi beni şok etti
“Türkiye’de basının ne kadar baskı altında olduğunu görmek beni şok etti” diyen Kos, Türkiye’nin bir çok alanda gelişmekte olduğu, bunun yanında aynı anda birden fazla tehditle mücadele ettiğine de dikkat çekti ve ekledi:
“Eğer vatandaşlar ve devlet kurumları, Türkiye’de neler olduğuna ilişkin gerçek resme sahip olmazlarsa, kolaylıkla yanlış bilgilerle kandırılabilir, dolandırılabilirler. Tüm vatandaşların ülkenin yönetiminin bir parçası olduğu, daha iyi bir topluma doğru ilk adım, basın özgürlüğünden geçmektedir.”
Kos: Basın özgürlüğünün olmadığı bir Türkiye’yi, AB’de göremiyorum
Peki bu endişeler Avrupa Birliği (AB) üyelik müzakereleri son dönemde yeniden canlanan Türkiye’nin, AB ve OECD’nin gözündeki imajını nasıl etkiliyor?
Kos, “OECD’nin alanı basın özgürlüğüyle sınır değil. Ancak AB üyesi devletler Türkiye’nin üyeliği için karar alma aşamasına geldiğinde, basın özgürlüğünün en kritik unsurlardan biri olacağını söyleyebilirim” dedi.
Ayrıca Drago Kos, “basın özgürlüğünün olmadığı, Türkiye dahil herhangi bir ülkeyi, AB’de göremediğini” belirtti.
Şeffaflık Derneği geçen hafta “Türkiye Nasıl Yönetiliyor? İlkeleriyle Yönetişim-Kurumlarıyla Türkiye” başlıklı konferansında, “Türkiye Şeffaflık Sistemi Analizi” bulgularını kamuoyu ile paylaşmıştı.
Dernek, Türkiye’de yürütme erkinin “diğer kurumlar üzerindeki nüfuzu, yargı kurumlarını siyasallaştıran etkisi ve basın özgürlüğünü ihlal eden yasak ve kısıtlamalarının, siyasi iktidarın denetlenmesini güçleştirdiği” uyarısı yapmıştı.