DİYARBAKIR Barosu tarafından Tahir Elçi'nin vurulduğu Yıkıkkaya Sokak içerisinde düzenlenen anma etkinliğine katılıp, eşinin vurulduğu olay yerine ilk kez giden Türkan Elçi, sokağa karanfil bırakacağı sırada gözyaşlarına boğuldu.
Uzun süre ağlayan Türkan Elçi, elindeki karanfilleri yere bırakamadan sokaktan ayrıldı.
Diyarbakır Barosu, 5 Nisan Avukatlar Haftası etkinlikleri kapsamında eski Baro Başkanı Tahir Elçi’nin vurulduğu Yıkıkkaya Sokak’ta bir anma etkinliği düzenledi. Elçi’nin öldürülmesinden sonra vurulduğu sokakta yapılan ilk etkinliğe Türkan Elçi, CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, HDP milletvekilleri Mithat Sancar ve Meral Danış Beştaş, bölge barolarının başkanları ve çok sayıda avukat katıldı. Etkinlik öncesinde bölgede görev alan polisler Balıkçılarbaşı semtine gelen avukatlara Sur İlçesi’nde her türlü basın açıklaması ve etkinliğin yasaklandığını söyledi. Yapılan müzakereler sonuç vermeyince HDP Milletvekili Meral Danış Beştaş, Diyarbakır Valisi Hüseyin Aksoy’u arayarak yardımcı olmasını istedi. Vali Aksoy’un devreye girmesi ile Yıkıkkaya sokağın açık olun kısmında etkinliğin yapılmasına izin verildi.
Elçi’nin vurulmasından sonra Yıkıkkaya Sokak içinde yapılan ilk etkinlikte konuşan Diyarbakır Barosu Başkan Vekili Ahmet Özmen, sokağa çıkma yasakları nedeniyle ilk kez Tahir Elçi’nin katledildiği sokağa gelebildiklerini belirterek, Elçi’nin 5 Nisan 2013 yılında çözüm sürecine ilişkin yaptığı açıklamadan bir bölüm okudu. Tahir Elçi’nin herkesi bu sorunun çözümüne katkı sunmaya davet ettiğini ve yaşamının son nefesine kadar da bunu yapmaya devam ettiğini belirten Özmen, “Yaşamını yitirdiği gün tam buradan, bütün tarafları bu yakıcı savaşın sivil yerleşim alanlarında yaratacağı tahribat konusunda uyarmış, her platformda da Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözümü için çağrıda bulunmuştur. Başkanımızın dikkat çekti ve uğruna canını verdiği barış çabaları maalesef karşılık bulmamış, çatışmalı süreç kent merkezlerine sıçrayacak şekilde yeniden başlamıştır. Başkanımızın katledildiği günden hemen sonra bölgede 1990’lı yılları aratmayacak güvenlikçi politikalarla büyük bir kaos ortamı yaratılmıştır. Sokağa çıkma yasağı adı altında olağanüstü rejimlere özgü uygulamalarla anayasal sisteme aykırı fiili bir OHAL uygulaması başlatılmıştır. Bu süreçte 7 ilimize bağlı 22 ilçede, 1 milyon 642 bin yurttaşı etkileyecek şekilde 64 kez sokağa çıkma yasağı ilan edilmiştir. Süreçte binlerce insanımız yaşamını yitirmiş, yüz binlerce insan zorunlu göçe tabi tutulmuş ve çatışmaların yaşandığı ilçelerde ağır tahribat ve yıkımlar oluşmuştur. Bu durum toplumun tamamında derin travmalara sebebiyet vermiştir. Siyasal iktidarın alışıldık güvenlikçi politikalarla hareket ederek, merkeziyetçi refleksle, idari kararlarla, yeni sorun alanları yaratacak uygulamaları sürdürmesini kaygı verici bulmaktayız” dedi.
DİYALOG VE MÜZAKERE SÜRECİNE GEÇİLMELİDİR
Çatışmalı sürece derhal son verilmesi gerektiğini belirten Özmen, “Yeniden silahların susması, Kürt meselesinin çözümünde şiddetin devreden çıkarılması ve demokratik siyasetin devreye girerek sorunun barışçıl yollarla çözülmesi için müzakere ve diyalog sürecine geçilmelidir. Toplumun tüm kesimleri, sorunun müzakere ve diyalog yoluyla çözümünü talep etmekte ve başlatılacak yeni bir sürece desteğini her fırsatta ifade etmektedir. Toplumsal mutabakatın hukuksal zeminini oluşturacak yeni Anayasa çalışmalarına tekrardan başlanmalı, Kürt toplumunun sorunlarına eşitlik ve adalet temelinde kalıcı çözüm getirilmelidir. Mesleki faaliyet sürdürdükleri için bertaraflarına karar verilerek tutuklanan meslektaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını talep ederken, barışı dillendiren ve bunun bedelini 3 üyesinin tutuklanması ile ödeyen barış için akademisyenler inisiyatifi üyelerine yönelik siyasal iktidarın başını çektiği baskıyı kınıyor ve onlara da hürriyet diliyoruz. Basına yönelik baskıların kaygı verici boyutu aşarak korku verici bir hal almasını da kınıyoruz” diye konuştu.
TÜRKAN ELÇİ GÖZYAŞLARINA BOĞULDU
Etkinliğe katılan 15 bölge barosu adına açıklama yapan Van Baro Başkanı Murat Timur ise Tahir Elçi cinayetinin ortaya çıkması için siyasi iktidarın duruşunu net bir şekilde ortaya koyması gerektiğini söyledi. Basın açıklamasının ardından toplanan avukatlar Tahir Elçi anısına Yıkıkkaya Sokak’ta yere karanfil bıraktı. Avukatlardan sonra gelen Tahir Elçi’nin eşi Türkan Elçi, karanfilleri bırakacağı sırada gözyaşlarına boğuldu. Uzun süre bulunduğu yerde ağlayan Türkan Elçi, elindeki karanfilleri yere bırakamadan sokaktan çıktı. Elçi’yi HDP milletvekili Meral Danış Beştaş ve kadın avukatlar teselli etti.