07 Ocak 2023 Cumartesi
Ana sayfa » “Makamı Mevkiyi Kutsadık… Duvara Toslamak Üzereyiz”
“Makamı Mevkiyi Kutsadık… Duvara Toslamak Üzereyiz”

“Makamı Mevkiyi Kutsadık… Duvara Toslamak Üzereyiz”

AKP’ye yakın Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan, “Bizi samimiyet kurtarabilir ancak!” başlıklı bugünkü köşesinde kritik özeleştirilerde bulundu. “Makamı mevkiyi kutsadık” diyen Kaplan, “Duvara toslamak üzereyiz” ifadelerini kullandı.

“Makamı Mevkiyi Kutsadık… Duvara Toslamak Üzereyiz”

AKP’ye yakın Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan, “Bizi samimiyet kurtarabilir ancak!” başlıklı bugünkü köşesinde kritik özeleştirilerde bulundu. “Siyaseti, gücü, parayı, makamı mevkiyi kutsadık” diyen Yeni Şafak yazarı, “duvara toslamak üzereyiz” diye ekledi.

İşte YusufKaplan’In yazısından önemli başlıklar;

“(..) Oysa insanlığın, İslâm’ın insanın sığabildiği yeri kâinât, kâinâtın sığamayacağı kadar uçsuz bucaksız “dünya”yı da insan olarak gördüğü insan-ı kâmil modeline ekmek kadar su kadar ihtiyaç hissettiği bir zaman diliminde, bu toprakların insanının samimiyetini yitirmesi, meselesizleşmesi, mesuliyetsizleşmesi, sual sorma melekelerini yok edecek kadar çürümesi, çözülmesi, ruhsuz, duyarsız bir varlığa dönüşmesi nasıl ürpertici büyük bir trajedidir öyle, anlatamam.

Biz de araçları amaç hâline getirdik; amaçlarımızı yitirdik…

Siyaseti, gücü, parayı, makamı mevkiyi kutsadık…

Ve samimiyetimizi kaybettik…

Dünyanın, tam da İslâm’ın insanlığın yükünü omuzlarında hisseden mesele sahibi, mesuliyetini müdrik, “nereye böyle, nereye?” diye önce kendini, kendimizi sigaya çekmemizi mümkün kılan sual sorma melekeleri her daim diri insan tipine her zamankinden daha fazla ihtiyaç hissettiği bir zaman diliminde hem de!

Duvara toslamak üzereyiz…

Toparlanıp kendimize gelmeliyiz vakit geç olmadan.

Dünyayı, dünyanın geçici, ayartıcı araçlarını elimizin tersiyle itebilmeli, kalıcı olanın, hakikatin izini sürecek taze bir yolculuğa “vira bismillah…” diyebilmeliyiz yeniden.

Unutmayalım: Bizi, her alanda mesele sahibi kılacak, insanlık çapında bir mesuliyetle donatacak, başta kendimiz olmak üzere insanlığın nereye gittiği sualini gönülden, yüreğinin tam kalbinden soracak samimiyet kurtarabilir ancak.

Büyük cihad şuurunun şiire durdurulması yani.

Vesselâm.”