07 Ocak 2023 Cumartesi
Ana sayfa » Reza’nın 4 Bakanını Aklayan danışman TRT Yönetimine Aday
Reza’nın 4 Bakanını Aklayan danışman TRT Yönetimine Aday

Reza’nın 4 Bakanını Aklayan danışman TRT Yönetimine Aday

Erdoğan, oğlunun sınıf arkadaşını TRT’ye genel müdür atamıştı. Şimdi de dört bakanı aklayan komisyon üyesi ve başdanışmanı TRT yönetimine aday adayı.

Reza’nın 4 Bakanını Aklayan danışman TRT Yönetimine Aday

17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ardından Meclis’te 4 eski bakan için kurulan ve bakanlara Yüce Divan yolunu kapatan yolsuzluk komisyonunun 9 AKP’li üyesinden biri olan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın başdanışmanı Mustafa Akış, Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın sınıf arkadaşı İbrahim Eren’in Genel Müdürlüğü’nü yaptığı TRT’nin yönetim kurulu üyeliğine aday adayı oldu. Yolsuzluk Komisyonu’nun aklama kararını aldığı gün Akış, ABD’de yargılanan Rıza Sarraf için “Sarraf’ın 1 Temmuz 2013’e kadar altın ihracı için yaptğı işlemlerle, bu tarihten sonra da yaptığı ilaç ve gıda ihracı için yapılan işlemlerde hukuka aykırı herhangi bir yön bulunmamaktadır. Bir kişinin en önemli gelir kaynağının İran ile yapılan ticarete dayalı olmasının, gelirin suçtan elde edildiği iddiasına haklılık kazandırmayacağı açıktır” demişti.

TRT Yönetim Kurulu’na 30 Eylül 2013’te atanan Recep Şahin’in görev süresi 14 Aralık’ta doluyor. RTÜK bir koltuk için iki aday belirleyecek. Aday adaylarının başvuru süresi de önceki gün sona erdi. Edinilen bilgiye göre TRT Yönetim Kurulu’nun hukuk alanındaki üyeliği için 7 kişi başvurdu.

Şahin de başvurdu

TRT’deki görev süresi dolan aynı zamanda TBMM 1. Hukuk Müşavirliği görevini de yürüten Recep Şahin, Yönetim Kurulu üyeliğine tekrar başvurdu. Kurul üyeliğine Avrasya Üniversitesi Mütevelli Heyeti üyesi İbrahim Keskin; Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. İlhan Üzülmez’in yanı sıra 3 serbest avukat da aday oldu.

Yönetim Kurulu üyeliğine başvuran aday adayları arasında Mustafa Akış’ın ismi dikkat çekti. Akış, başvurusunu Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı olarak yaptı. Eski AKP Konya Milletvekili Akış, 2016 yılı Ocak ayında Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığı’na atandı.

Akış, üniversite öğrenimini görürken, AKP gençlik teşkilatında yükselişini, “Zaten Tayyip Erdoğan bizim için şimdi olduğu gibi o gün de idol, can atıyoruz beraber yürümeye. Hemen ‘evet’ dedik ve Gençlik Kolları Genel Merkezi’nde aktif siyasete daldık. Tayyip Bey bizim için en önemli öğretmen oldu” ifadeleri ile aktardı.

Davutoğlu üzerini ‘çizdi’

2011 seçimlerinde Meclis’e Konya milletvekili olarak giren Mustafa Akış, 7 Haziran 2015 seçimlerinde dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu tarafından hemşehrisi olmasına karşın aday gösterilmedi. Bu durum yolsuzluk iddialarına karşı Davutoğlu’nun listelerde yansıttığı tutuma örnek olarak gösterildi.

RTÜK, 7 aday adayının başvurusunu ikiye indirecek. İki adayın ismi Başbakanlığa gidecek. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın onayıyla TRT Yönetim Kurulu üyeliğine atama yapılacak. Akış’ın isminin Başbakanlığa gönderilmesi ve Cumhurbaşkanlığı’nca onaylanması durumunda Erdoğan, oğlu Bilal Erdoğan’ın sınıf arkadaşı İbrahim Eren’in başkanlığını yaptığı TRT Yönetim Kurulu’na danışmanını üye olarak atamış olacak.

Reza’nın 4 bakanını aklayanlardan

Akış milletvekilliği döneminde, 17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ardından eski bakanlar Zafer Çağlayan, Muammer Güler, Egemen Bağış ile Erdoğan Bayraktar hakkında kurulan Meclis Soruşturma Komisyonu’nda, 9 AKP’li üyeden biri olarak görev yaptı. 4 bakan ile ilgili aklama kararının alınıp Yüce Divan yolunun kapandığı gün yapılan komisyon toplantısında Akış, tutanaklara göre, ABD’de yargılanan Rıza Sarraf için, “Sarraf’ın 1 Temmuz 2013’e kadar altın ihracı için yaptğı işlemlerle, bu tarihten sonra da yaptığı ilaç ve gıda ihracı için yapılan işlemlerde hukuka aykırı herhangi bir yön bulunmamaktadır. Bir kişinin en önemli gelir kaynağının İran ile yapılan ticarete dayalı olmasının, gelirin suçtan elde edildiği iddiasına haklılık kazandırmayacağı açıktır” dedi. Akış, Meclis soruşturma komisyonlarının vereceği kararların aynı zamanda da siyasal kararlar olduğunu belirterek, “Bu kararlar ülkenin siyasi konjonktrünü de yakından ilgilendirir” ifadelerini kullandı.