07 Ocak 2023 Cumartesi
Ana sayfa » “Mütevazıyım Bak Kendi Adımı Koymadım”

“Mütevazıyım Bak Kendi Adımı Koymadım”

Tayyip Erdoğan, toplu açılış töreni adı altında gerçekleştirdiği  referandum mitingi için bu sefer Mardin’deydi. Burada konuşan Erdoğan döndü dolaştı, konuyu Sarıyer’deki “Hayır” çadırına gerçekleştirdiği ziyarete getirdi.Hayır çadırındaki CHP’lilerle girdiği Yavuz Sultan Selim Köprüsü tartışmasını biraz farklı anlattı. “Ne kadar mütevazıyım bak kendi adımı koymadım, dedim” dedi.

İşte Erdoğan’ın konuşmasından ilgili bölüm;

“Hayır çadırına girdim. “Niye ‘hayır’ diyorsunuz” dedim.”Çağdaş bir ülke istiyoruz” dediler. Oradan da Yavuz Sultan Köprüsü gözüküyor he. Bunlara da söyledim, “Bakın köprüler, yollar yaptık” dedim. Bu sefer “Adı Yavuz Sultan Selim Köprüsü ama, niye Tayyip Erdoğan koymadınız” diyor. “Bak” dedim, “Ne kadar mütevazıyım görüyorsun değil mi?”

Bu da o gün çadırda CHP’li temsilcilerle arasında geçen konuşma;

İşte CHP’lilerle Erdoğan arasında, korumalar devreye girip engelleyene kadar telefonla kaydedilen diyaloğun dökümü;

“Ben damdan düştüm”

-Niye hayır diyorsunuz?
-Çağdağ bir yaşam için hayır!
-Çağdaş bir yaşam yok mu şu anda?
-Bence yok!
-Sizin o dediğiniz anlamda bir gelişme olursa ne olacak? Yani şu anda olmayan ne var da, o geldiği zaman, Hayırda ne olacak?
-Hepimizin Cumhurbaşkanı olasınız diye Hayır! Gene cumhurbaşkanımız olun ama hepimizin olun.
-Öyle değil işte. Ben damdan düştüm.

Sonra çadırın içine geçildi.

-Diyelim ki seçim hayırla neticelendi.Gelecek olan netice şu andaki sürecin aynen devamı olmayacak mı?
-Biz zaten devamından yanayız. Demokrasi istiyoruz, cumhuriyeti istiyoruz.Atatürk ilkelerini istiyoruz, kadın haklarını istiyoruz.Sizin söylemlerinizden biz kadın haklarının olmayacağını, mevcutlarından elimizden gideceğini düşünüyoruz.O yüzden hayır diyoruz.Özgürce böyle her şeyimizi söylemek istiyoruz.
-14 senedir bu ülkeyi biz yönetiyoruz.Biz geldiğimiz zaman bu parlamentoda kaç bayan vardı.

“Gensorular meclisin çalışamaz hale getirilmesidir”

-14 senedir başbakansınız, cumhurbaşkanısınız.Neyi yapamadınız da başkan olarak yapabilirim diyorsunuz?
– Bak canım kardeşim, şu gensoru oylamaları varya,484 gensoru verildi.Muhalefet biliyorki, “ben bu gensoruyu çıkaramicam”, ama rağmen parlamentonun işlevsiz hale gelmesi için bu gensoruyu veriyor. Ve bunlardan 4 tanesi kabul edildi, diğerlerinin hepsi reddedildi. Bu gensoru mekanizması nedir biliyor musunuz? Parlamentonun çalışamaz hale getirilmesidir.Birincisi bu. İki. Şu anda, başbakan, cumhurbaşkanı sezer kavga ettiler mi? Anayasa kitapçığını Sezer fırlattı mı?Ve ertesi gün 6 milyar dolar Türk ekonomisi çöktü.Halbuki, Ecevit’le Sezer aynı ekolden.Ama iki başlılık bak ne hale getirdi.Aynı şekilde Atatürk’Ün dönemine bakıyoruz. O da aynı şekilde uyumsuz hala geldi ve Celal Bayar’ı getirdi.Netice vermiyor.Şu anda dünyanın en ileri ülkelerine baktığımızda,orada bir birliktelik, bir beraberlik, bir dayanışma…

“Köprüye Yavuz Sultan Selim isminin verilmesi Alevileri üzmüştür lafı ayrı bir çirkinlik”

-Ama Türkiye’de birlik beraberlik yok. Birlik beraberlik çöktü.Ayrıştırma, ikilik var sayın cumhurbaşkanım.Saygısızlık olarak anlaşılmasın.
-Bana şu olay bizi böldü, parçaladı diyemiyorsun.
-Somut olarak şudur, Yavuz Sultan Selim Köprüsünün isminin verilmesi Alevi yurttaşlarımızı aşırı derecede üzmüştür.Sizin adınıza orada duymak isterdik biz.Sizin adınızı verebiliridiniz.
-Söylediğin şey çok çirkin ve tarihe saygısızlıktır.Tarihe hakarettir. Bi defa Yavuz Sultan Selim, Osmanlının gelmiş geçmiş en güçlü, en kudretli padişahlarından bir tanesidir.Öyle bir insanın oraya adının verilmesini sen Alevi vatandaşlarımızı üzmüştür diye nitelendirmen o da ayrı bir çirkinlik.Yani biz şu anda bir yere bir ismi verirken “bunu Aleviler seviyor, Sünniler sevmiyor veya sünniler seviyor aleviler sevmiyor” diye değerlendiremeyiz ki.Tarihte bu işte kimin kudreti olmuşsa,kimin bu ülkede bizlere faydası olmuşsa,biz onlara bakarız.Yavuz’un dönemi Osmanlı’nın, dünyada 18 milyon kilometrekarelik bir alana hükmettiği dönemdir.Bunlar böyle çelıştılar. Biz bu insanların adını yaşatmayı nasıl anlamsız buluruz.Aynı şekilde ben şu anda Nevşehirde Hacı Bektaş-ı Veli’nin adını üniversiteye verdim.
– Korkarak alevi diyoruz.Sürekli baskı altında kalıyoruz.
– Bu kadar Cem evi ne zaman açıldı. Sadece benim belediye başkanlığım dönemimde… Kılıçdaroğlu’Nun kendisi Alevi.
-Biz öyle ayrıştırmak istemiyoruz.Hepimiz kardeşiz.

“Sizin lideriniz yalan söylediği sürece…”

-Kılıçdaroğlu bir alevi olarak şu anda bir siyasi hareketin başında değil mi?Demekki gelebiliyor.
-Ama baskı var. Kılıçdaroğlu her zaman da baskı altında.Hergün haberlerde duyuyoruz. Hakaret ediliyor.O bizim liderimiz. Bizim de gücümüze gidiyor.
– Sizin lideriniz yalan söylediği sürece, bu yalanlarından dolayı.
– Ben öyle olduğunu düşünmüyorum.
-Sana göre öyle.Bak örneğini vereyim.Başbakan diyor seçilecek.Bir de Cumhurbaşkanı seçilecek.Niye bunlar anlatılmıyor. Şu anda başbakan seçilmiyorki.Artık başbakan yok. Artık sadece cumhurbaşkanı olacak. Bu yalan değil mi? Mesela lokantalar kapatılacak diyor.Bir akşam yatacaksınız, sabah kalkacaksınız lokantalar kapatılacak diyor.Bunları çalıştınız mı? Cumhurbaşkanının kapatma yetkisi var mı?
– Ben de bir şey sorabilir miyim?

Kayıttaki son ses de bu oluyor… Devreye Tayyip Erdoğan’ın korumaları giriyor ve kayıt kesiliyor.