07 Ocak 2023 Cumartesi
Ana sayfa » Akbil’i Unuttu Cumhuriyet’e Darbe Diyor
Akbil’i Unuttu Cumhuriyet’e Darbe Diyor

Akbil’i Unuttu Cumhuriyet’e Darbe Diyor

AKP’li Esenyurt Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu ” 1923’te darbe yapıp Cumhuriyeti kurdular” dedi. Cumhuriyet’e “darbe” diyen Kadıoğlu AKBİL yolsuzluk iddialarının kilit ismiydi. Yurtdışına kaçtı. 2 ay sonra geldi tutuklandı sonra suç çete kapsamından çıkarılınca serbest kaldı. Necmi Kadıoğlu ne demiş önce ona bakalım sonra da Akbil’deki rolüne;

Birgün’den Erk Acarer’in haberine göre Esenyurt Belediye Başkanı, referandum panelinde skandal sözler sarf etti. “Siz dik durun, içinizden ‘hayır’ çıkartmayın” diyen AKP’li Başkan Necmi Kadıoğlu şu ifadeleri kullandı:

“Bizim milletimiz tarihte hiç satıcı olmadı ya ki Abdülaziz’e kadar. Sonra içimize kanı bozuk, sütü bozuklar sızdı. Padişahlarımızı alaşağı ettiler, yıktılar.”

Kadıoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “10 yılda Osmanlı’yı tarumar ettiler, yıktılar. 1923’te de koskoca 650 yıllık çınara darbe yaptılar. Cumhuriyet kuruldu. İçinden ihanet edenler, ejdada hainlik edenler, olunca hayır gelmiyor. Bu milleti, millet yapan değerlere saldırmaya başladılar. Kuran’a, ezana…”

Kadıoğlu, “1950’de tekrar millet kükredi” derken sonrasında “Yeni darbeler oldu Amerika izin vermedi” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet’in kuruluşuna darbe diyen Necmi Kadıoğlu’nun adı AKBİl yolsuzluğu iddialarında nasıl geçmişti?  Gazeteci Mustafa Hoş’un Bigboss kitabında “Akbil Yolsuzluğu” bölümünde Necmi kadıoğlu da anlatılır. Bigboss’ta “Akbil Yolsuzluğu” bölümü şöyle;

“Erdoğan’ın serveti ve mal varlığı tartışmalarının en yoğun yaşandığı dönem 1999 yılıydı. Tayyip Erdoğan Pınarhisar cezaevindeyken Akbil ile başlayan soruşturma dalga dalga yayıldı. İGDAŞ, İSFALT, İSTON, İSKİ ve Bilboard alanlarında genişleyen soruşturmada İçişleri Bakanlığı Mülkiye Başmüfettişi Candan Eren’in raporu çok konuşulmuştu. Raporda neler vardı kısaca hatırlayalım.

Başmüfettiş Eren’in İçişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı’na gönderdiği, oradan da DGM’ye gelen suç dosyasında, son 5 yıllık dönemde yapılan ihaleler mercek altına alındı. Sıradan bir servis şirketiyken, Recep Tayyip Erdoğan döneminde 1998 yılında 641 milyarlık çöp toplama işi alan, daha sonra aynı işi, 1999 yılında 1 trilyon 222 milyar, 2000 yılında ise 1 trilyon 500 milyara alan Albayrak A.Ş’nin şirketi önemli bir yer tuttu. Raporun bir bölümündeki tesbit de ilginçti. “Büyükşehir Belediyesi’nin 227 araçlık yeni personel taşımacılığı için hazırladığı şartnamede “İhaleye katılacak firmanın 3 bin kişilik taşıma gücüne sahip olması gerekir” ibaresinin bizzat Albayraklar için konuldu”

“Hayali Şirketlere, Naylon ve Sahte Faturalarla ÖdemeYaptılar”

Candan Eren’in raporunda usulsüzlük yolsuzluk iddialarına ilişkin şirket şirket kalem kalem ayrıntılı bölümler yer aldı. Ama bir tespit hala tartışılır. O tespiti de görelim. “…hayali şirketlere, naylon ve sahte faturalarla ödemeler yaptıkları, yapılan bu ödemeler sonucunda, toplanan paraları, kendilerince bilinen kişilerin elinde toplayarak özel amaçlar doğrultusunda kullandıkları, yukarıda belirtilen (Geleceğin Başbakanını hazırlamak ve cihat hazırlığı yapmak) amaçlara yönlendirdikleri ve zimmete geçirdikleri, İstanbul ilinde özellikle kapatılan Fazilet Partisi Belediyeleri ile işbirliği yaparak kamu imkanlarının çeşitli yollarla kendilerinin ve mensubu bulundukları partinin menfaatine aktardıkları, güncel tabiri ile hortumladıkları, Bu eylemler arasında gerek gördükleri takdirde baskı, şiddet, cebir ve mafyavari yollara başvurmak suretiyle suç işledikleri yönünde iddialar ve ifadeler bulunduğu tespit edilmiştir”
Erdoğan’ın Belediye Başkanlığı dönemine ilişkin neredeyse sürek avı yapan bir isim vardı. Zamanın CHP il Başkanı Mehmet Bölük. “El Tayyip” kitabının da yazarı olan Mehmet Bölük Akbil skandalı gibi bir çok yolsuzluk iddiasının aynı zamanda hafızasıydı. Mehmet Bölük Haziran 2007’de Ukrayna’da esrarengiz bir trafik kazasında hayatını kaybetti.

Başmüfettiş Candan Eren’le birlikte soruşturmayı yürüten Mülkiye müfettişleri Hüseyin Avni Coş ve Enver Salihoğlu’nun raporları çok farklıydı. Onlar raporlarında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan ile aralarında eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin gibi isimlerin de yer aldığı, daha sonra AKP milletvekili de olan belediyedeki dönemin üst düzey bürokratları hakkında yolsuzluk iddialarının gerçeği yansıtmadığı, bu nedenle de adli işleme gerek olmadığı yönünde görüş bildirdi. Soruşturmada adı geçen isimler AKP kurucusu sonra milletvekili ve Bakan oldular. Mesela Mehmet Mustafa Açıkalın, İdris Naim Şahin, Hüseyin Besli, Akif Gülle, Veysel Eroğlu, Hilmi Güler, Nurettin Canikli gibi.

Son Erdoğan Kutsal Kitabı’nın da yazarı olan Hüseyin Besli kendinde yargılandığı döneme ilişkin hiçbir şey yazmaması da önemli bir ayrıntıdır. Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanları Kurulu tarafından hazırlanan rapora göre İstanbul Büyük Şehir Belediyesi yönetimi, Belbim AŞ tarafından işletilen Akbil (Akıllı Bilet) aracılığı ile 2.6 trilyon liralık hasılatı buharlaştırdı. Peki sonra ne oldu?
Danıştay 2. Dairesi; Erdoğan’ın yargılanmasının önüne geçen bir karar aldı. Erdoğan’a atfedilen bu suçların bir kısmının erteleme yasasına girdiği, bir kısmının zaman aşımına uğradığı, bir kısmının da teşekkül oluşturmak suçunun unsurlarının oluşmadığı kararını verdi. Bu kararları veren dairenin hakimi ise Hüseyin Karakullukçu idi. Aynı zamanda Bülent Arınç’ın sınıf arkadaşı.
Danıştay raporu sonra zaman aşımı ve “Rahşan Affı” adıyla bilinen yasa değişikliği sayesinde davalardan sonuç alınamadı. Bu arada Erdoğan’ın Belediye Başkanlığı döneminde belediyeleri denetlemekle görevli olan Sayıştay’ın Başkanlığını daha sonra Milli Savunma Bakanı yapılan Vecdi Gönül’ün yaptığını da hatırlatayım. Ülkeyi sarsan ama Tayyip Erdoğan’ı etkilemeyen Akbil gibi iddialarında öne çıkan isimlere ne olmuştu? Onu da görelim.

Candan Eren’e ne oldu? İçişleri Bakanlığı Mülkiye Başmüfettişi Candan Eren İstanbul Belediyesindeki yolsuzluk iddialarını araştırdı. Sonra bu iddiaları bir rapor haline getirdi. Ergenekon ve Balyoz davalarıyla ilişkilendirilip hakkında onlarca dava açıldı. Sürgünlerden sürgün beğendirildi. Ve son olarak, Konak Belediyesi’nde yaptığı soruşturma sırasında, “memuriyetine ait vazifeyi suiistimal ettiği” gerekçesiyle 5 ay hapis cezasına çarptırıldı, cezası paraya çevrilerek ertelendi. Candan Eren için fezlekeyi hazırlayan kimdi? Recep Tayyip Erdoğan’ın “malvarlığı” davasında verilen beraat kararını temyiz etmeyen eski Ankara Cumhuriyet Başsavcısı, sonradan da Adalet Bakanlığı Müsteşarı olan Fahri Kasırga idi.
Mehmet Bölük’e ne oldu? İstanbul Belediyesi’ndeki yolsuzlukların üstüne giden “El Tayyip” yazarı CHP İstanbul eski İl Başkanı Mehmet Bölük Ukrayna’da şüpheli bir trafik kazasında hayatını kaybetti.

Adil Serdar Saçan’a ne oldu? Akbil Operasyonunu yapan Organize Şube Müdürü Adil Serdar Saçan’ın üzerine belediyenin konteynırı düştü. Ölümden kurtulan Saçan, Ergenekon davasında tutuklandı. 16 ay hapis yattı.

Ayhan Mimaroğlu’na ne oldu? Akbil ve Erdoğan döneminin yolsuzluk iddialarını yürüten zamanın Mali Şube Müdürü Ayhan Mimaroğlu uyuşturucu kaçakçısı bağlantısı olduğu iddiasıyla meslekten men edildi. Sonra mahkemeyi kazanarak göreve geri döndü.

Avukat Vildan Ersin’e ne Oldu? Albayraklar ve Yenişafak Gazetesi’nin avukatlığını yapıyordu. 2001 yılında Kilyos’ta şüpheli bir şekilde boğuldu. Avukat Vildan Ersin’in şüpheli bir şekilde boğulduğu sırada yanında Mali Şube Müdürlüğü Dolandırıcılık Büro Amirliği’nde görevli polis memuru Kadir Koçyiğit vardı.

Başsavcı Veli Engin Aslan’a ne Oldu? Akbil soruşturmasını yürüten Sarıyer Başsavcısı Veli Engin Aslan, isteği olmamasına rağmen İstanbul dışına sürgün edildi.
Hüseyin Avni Çoş’a ne oldu? Akbil Operasyonunda Erdoğan’ı aklayan Mülkiye Başmüfettişi Hüseyin Avni Coş, Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde, ilk Bingöl Valisi olarak görevlendirildi. Sonra Adana’da bir vatandaşa “gavat” derken görüldü. Tepkiler üzerine Erdoğan “valimizi yedirtmem” dedi.

Enver Salihoğlu’na ne oldu? Tayyip Erdoğan’ın soruşturulmasına yer olmadığına ilişkin raporlar düzenleyen Mülkiye Başmüfettişi Enver Salihoğlu’nu ise memleketi Rize’ye vali olarak atandı.
Hüseyin Karakullukçu’ya ne oldu? Erdoğan’ın Akbil soruşturmasında yargılanmasının önüne geçen kararın altında imzası olan Hüseyin Karakullukçu daha sonra Danıştay’a başkan oldu. Danıştay başkanlığı sırasında hayali ihracat bağlantılı çete soruşturmasında çete lideri Barbaros Hayrettin Aksoy’la çeşitli firmaların cezalarıyla ilgili görüşmeler yaptığı ortaya çıktı. Yaş haddinden emekli oldu.

Necmi Kadıoğlu’na ne oldu: Necmi Kadıoğlu; uzun süre İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kaynak ve İştirakler Daire Başkanlığı’nı ve kapatılan Refah Partisi’nin İl Yönetim Kurulu üyeliğini yaptı. Belediyenin İSTAÇ gibi şirketlerinden bazılarının yönetim kurullarında da yer alan Kadıoğlu, Akbil Skandalı patlak verince yurtdışına kaçtı. Ele geçirilen naylon faturalarda imzası bulunan ve 50 trilyon lirayı yurtdışına kaçırdığı öne sürülen Kadıoğlu, 2 ay kaçak yaşadıktan sonra Türkiye’ye dönüşünde Atatürk Havalimanı’nda gözaltına alındı. İGDAŞ soruşturmasını kilit ismiydi. Tutuklandı Cezaevine gönderildi. Suç çete kapsamından çıkarılınca serbest bırakıldı. 2014 yerel seçimlerinde Esenyurt Belediye Başkanı seçildi. Halen bu görevi yapıyor.