07 Ocak 2023 Cumartesi
Ana sayfa » “OHAL, Hukuksuzluk Hali Değildir”
“OHAL, Hukuksuzluk Hali Değildir”

“OHAL, Hukuksuzluk Hali Değildir”

Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı yeni AYM üyelerinin yemin töreninde konuşan  Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, “OHAL, hukuksuzluk hali değildir, olağanüstü durumlarda yapılacakların çerçevesi yasalar kapsamında belirlenmiştir. Temennimiz olağanüstü duruma yönelik tehditlerin bertaraf edilerek normal hale dönülmesidir” dedi.

Anayasa Mahkemesi üyeliklerine seçilen Recai Akyel ve Yusuf Şevki Hakyemez’in ant içme törenine Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bakanlar, yüksek mahkeme başkanları katıldı.

İşte Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan Ohal değerlendirmesinden başlıklar;

“Anayasa Mahkemesinin görevi fiilen paranteze alınacaktı”

“Onca çabayı, demokratik birikimi yok etmeye çalışarak tarihimizin karanlık sayfaları olarak andığımız dönemlere dönme ihtimalinin utancını yaşattılar. Bu teşebbüs sonuç almış olsaydı, daha önce olduğu gibi Anayasa Mahkemesinin anayasayı ve temel hakları koruma görevi fiilen paranteze alınacak ve anlamsız hale gelecekti.1 5 Temmuz’un arkasındaki vesayetçiliği daha da koyu ve tehlikeli kılan vasilerin sivil ve siyasal toplumun tüm katmanlarını ele geçirmeye çalışan ve bu amaçla faaliyet gösteren bir yapılanma içinde olmalıdır”

Demokrasilerde iktidara gelmenin yegane yolu sandıktır”

“Bu hastalığa düşar olanlara hatırlatmak gerekir ki, demokrasilerde iktidara gelmenin yegane yolu sandıktır. Anayasayı değiştirmenin ya da yeni anayasa yapmanın yolu da milletin teveccühünü kazanmaktan, dolayısıyla parlamentodan geçmektedir. Bunun dışındaki yollar çıkmaz yollardır”

“Olağanüstü hal hukuksuzluk hali değildir”

“Olağanüstü hal hukuksuzluk hali değildir. Amaç, demokratik anayasal düzene, temel hak ve özgürlüklere yönelik tehdidin mümkün olan en kısa sürede bertaraf edilerek olağan duruma dönülmesidir”

“15 Temmuz sonrası oluşan toplumsal ve siyasal birlik ruhu yeni anayasa için gerekli ruhu sağlamıştır”

“15 Temmuz siyasi tarihimizin belki de en büyük krizlerinden birisidir. Devlet ve millet olarak bize düşen birlik içinde bu krizi aşarak demokratik hukuk devletini adalet, güvenlik ve özgürlük temelinde yeniden yapılandırarak geleceğe taşımaktır. 15 Temmuz sonrası oluşan birlik, ülkenin tüm farklı unsurlarını çatısı altında toplayarak ‘biz’ düşüncesini yeniden inşa etmiştir. Hiç şüphesiz bu birlik, her konuda herkesin aynı şekilde düşünmesi, farklı olanın aynılaştırılması değildir. Tersine esas olan, bizim gibi düşünmeyen, bizim gibi yaşamayan, bizim gibi inanmayanları kuşatacak bir birlik ve beraberliktir. Bu anlayışla 15 Temmuz’da bir kez daha hortlayan darbeci zihniyete milletçe verilecek en güzel cevap demokratik ve özgürlükçü yeni bir anayasa yapmaktır. Darbelerin ve darbe teşebbüslerinin arkasında vesayetçi anlayışı tasfiye eden, milletin siyasi özne olduğunu ilan eden ve insan haklarına dayanan demokratik hukuk devletini tüm kurum ve kuralları ile tesis eden yeni bir anayasa demokratik siyasetin 15 Temmuz şehitlerine ve gazilerine olan vicdan borcudur. 15 Temmuz sonrası oluşan toplumsal ve siyasal birlik ruhu yeni anayasa için gerekli ruhu sağlamıştır .İnsanların yüreğindeki özgürlük ateşi söndüğünde anayasanın da hiçbir anlamı kalmaz”

“Artık gerçekten de anayasa Türk milletinin hürriyet ve demokrasiye aşık evlatlarına emanettir”

“Anayasanın başlangıç kısmında ‘anayasa demokrasiye aşık Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet ve tevdi olunur.’ 1961 anayasasında da hürriyete aşık evlatlara anayasa emanet edilmişti” diyerek, bu başlangıcı yazanların da, yazdıranların da, muhatapların da her durumda demokrasiye ve hürriyete aşık olduklarını tam olarak gösteremediklerini ifade etti. Arslan “İşte 15 Temmuz bu paradoksun ve ironinin de ortadan kalkışını simgeliyor. Hazırlandıkları dönemi ve arkasındaki dinamikleri bir an için bir kenara bırakıp yaşayan belge olarak anayasaya bakarsak, artık gerçekten de anayasa Türk milletinin hürriyet ve demokrasiye aşık evlatlarına emanettir. Anayasanın başlangıç kısmındaki bu ifadeler toplumsal ve siyasal bir gerçekliği tekabül etmektedir”